Assuagement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assuagement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assuagement Nedir?

Assuagement, bir acı veya sıkıntının hafifletilmesi veya azaltılması anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I need some assuagement for my headache. (Baş ağrım için biraz hafifleme ihtiyacım var.)

2. The medication provided some assuagement for her pain. (İlaç ağrısını hafifletti.)

3. He was grateful for the assuagement of his fears. (Korkularının hafifletilmesine minnettar oldu.)

4. Music can bring assuagement to a troubled mind. (Müzik, sıkıntılı bir zihne rahatlama getirebilir.)

5. The apology brought some assuagement to her hurt feelings. (Özür, onun incinmiş hislerine biraz rahatlama getirdi.)

6. She found assuagement in the beauty of the sunset. (O, günbatımının güzelliğinde biraz hafifleme buldu.)

7. The counselor provided assuagement for the grieving family. (Danışman yaslı aileye hafifleme sağladı.)

8. He hoped the agreement would provide some assuagement for the conflict between the two parties. (İki taraf arasındaki çatışmaya biraz hafifleme sağlamayı umduğu anlaşmayı umdu.)

9. Laughter can bring assuagement to a tense situation. (Gülme, gergin bir duruma rahatlama getirebilir.)

10. He found some assuagement in the fact that he was not alone in his struggles. (Sıkıntılarıyla yalnız olmadığı gerçeğinde biraz hafifleme buldu.)

11. She sought assuagement from her friends after the breakup. (Ayrılıktan sonra arkadaşlarından hafifleme aradı.)

12. He found assuagement in the kind words of his mentor. (Mentorunun nazik sözlerinde biraz hafifleme buldu.)

13. The massage provided some assuagement for his sore muscles. (Masaj, ağrıyan kasları için biraz hafifleme sağladı.)

14. The doctor prescribed a medication for assuagement of his allergy symptoms. (Doktor, alerji semptomlarının hafifletilmesi için bir ilaç reçete etti.)

    She found assuagement in the comforting embrace of her loved one. (Sevdiği kişinin rahatlatıcı kucaklamasında biraz hafifleme buldu.)

15. He hoped the apology would provide some assuagement for the hurt caused. (Özürün neden olduğu incinmeye biraz hafifleme sağlamasını umdu.)

16. The hot bath brought some assuagement to her tired body. (Sıcak banyo, yorgun vücuduna biraz hafifleme getirdi.)

17. The therapist provided assuagement for her anxiety through therapy. (Terapist, terapi yoluyla kaygısına biraz hafifleme sağladı.)

18. The flowers brought some assuagement to her sorrowful heart. (Çiçekler, üzgün kalbine biraz hafifleme getirdi.)

19. He sought assuagement in the beauty of nature after a stressful day at work. (Stresli bir iş gününden sonra doğanın güzelliğinde biraz hafifleme aradı.)

20. The warm hug brought assuagement to the child’s fears. (Sıcak sarılma, çocuğun korkularına biraz hafifleme getirdi.)

21. The kind words of the stranger brought some assuagement to her loneliness. (Yabancının nazik sözleri, yalnızlığına biraz hafifleme getirdi.)

22. The yoga practice provided some assuagement for her stress levels. (Yoga pratiği, stres seviyelerini hafifletti.)

23. The rain brought some assuagement to the drought-stricken area. (Yağmur, kuraklıkla mücadele eden bölgeye biraz hafifleme getirdi.)