Assemblance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assemblance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Assemblance Nedir?

Assemblance kelimesi, bir araya getirilmiş parçaların bir bütün oluşturması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The assemblance of the puzzle pieces created a beautiful picture. (Puzzle parçalarının bir araya gelmesi güzel bir resim oluşturdu.)
2. The assemblance of various spices created a unique flavor in the dish. (Çeşitli baharatların bir araya gelmesi yemeğin eşsiz bir tadını yarattı.)
3. The assemblance of the team’s efforts led to their victory. (Takımın çabalarının bir araya gelmesi zaferine yol açtı.)
4. The assemblance of different cultures created a diverse community. (Farklı kültürlerin bir araya gelmesi çeşitli bir topluluk yarattı.)
5. The assemblance of the furniture pieces gave the room a cozy atmosphere. (Mobilya parçalarının bir araya gelmesi odaya sıcak bir atmosfer verdi.)
6. The assemblance of the ingredients made the cake delicious. (Malzemelerin bir araya gelmesi pasta lezzetli hale getirdi.)
7. The assemblance of the students’ ideas created a unique project. (Öğrencilerin fikirlerinin bir araya gelmesi eşsiz bir proje yarattı.)
8. The assemblance of different musical instruments created a beautiful harmony. (Farklı müzik aletlerinin bir araya gelmesi güzel bir uyum yarattı.)
9. The assemblance of the colors in the painting created a stunning effect. (Tablodaki renklerin bir araya gelmesi etkileyici bir etki yarattı.)
10. The assemblance of different materials in the sculpture created an interesting texture. (Heykeldeki farklı malzemelerin bir araya gelmesi ilginç bir dokuya neden oldu.)
11. The assemblance of the flowers in the garden created a beautiful scenery. (Bahçedeki çiçeklerin bir araya gelmesi güzel bir manzara oluşturdu.)
12. The assemblance of the words in the poem created a powerful message. (Şiirdeki sözcüklerin bir araya gelmesi etkili bir mesaj oluşturdu.)
13. The assemblance of the team’s skills led to a successful project. (Takımın becerilerinin bir araya gelmesi başarılı bir proje ortaya koydu.)
14. The assemblance of the buildings in the city created a unique skyline. (Şehirdeki binaların bir araya gelmesi eşsiz bir silüet oluşturdu.)
15. The assemblance of the dancers’ movements created a beautiful performance. (Dansçıların hareketlerinin bir araya gelmesi güzel bir performans yarattı.)
16. The assemblance of the flavors in the dish created a delicious taste. (Yemeğin içindeki tatların bir araya gelmesi lezzetli bir tat yarattı.)
17. The assemblance of the colors in the fabric created a

beautiful pattern. (Kumaştaki renklerin bir araya gelmesi güzel bir desen oluşturdu.)
18. The assemblance of the actors’ performances created a compelling movie. (Aktörlerin performanslarının bir araya gelmesi etkileyici bir film yarattı.)

19. The assemblance of the team’s ideas led to a successful business plan. (Takımın fikirlerinin bir araya gelmesi başarılı bir iş planına yol açtı.)
20. The assemblance of different styles in the fashion collection created a unique look. (Moda koleksiyonundaki farklı tarzların bir araya gelmesi eşsiz bir görünüm oluşturdu.)