Arbour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Arbour Nedir?
Arbour, genellikle bahçelerde veya parklarda gölgelik veya süs amaçlı olarak kullanılan, üzeri yapraklı bitkilerle kaplı, açık hava mekanlarıdır.
Örnek cümleler:
- We enjoyed sitting under the arbour in the garden. (Bahçedeki gölgelikte oturmayı sevdik.)
- The arbour provided a cool and refreshing shade on a hot day. (Sıcak bir günde arbour serinletici bir gölge sağladı.)
- The arbour was covered with fragrant roses. (Arbour güzel kokulu güllerle kaplıydı.)
- She likes to read books in the arbour. (O, kitap okumayı arbour’da seviyor.)
- The arbour is a popular spot for wedding photos. (Arbour, düğün fotoğrafları için popüler bir noktadır.)
- They built an arbour in the backyard. (Arka bahçeye bir arbour inşa ettiler.)
- The arbour is a great place to enjoy a cup of tea. (Arbour, bir fincan çayın keyfini çıkarmak için harika bir yerdir.)
- The arbour was beautifully decorated with lights for the evening party. (Akşam partisi için arbour ışıklarla güzel bir şekilde dekore edilmişti.)
- The vines on the arbour provided privacy from the neighbors. (Arbour’daki asmalar, komşulardan gizlilik sağladı.)
- He proposed to her under the arbour. (O, ona arbour altında evlenme teklif etti.)
- The arbour was painted in a lovely shade of blue. (Arbour, güzel bir mavi tonunda boyanmıştı.)
- She spent hours tending to the plants on the arbour. (Arbour’daki bitkilerle ilgilenmek için saatler harcadı.)
- The arbour was a peaceful spot for meditation. (Arbour, meditasyon için huzurlu bir noktaydı.)
- The arbour was surrounded by blooming flowers. (Arbour, çiçeklerle çevrilmişti.)
- They had a picnic lunch under the arbour. (Arbour altında piknik öğle yemeği yediler.)
- The arbour was a favorite spot for the birds to perch. (Arbour, kuşların konaklamak için favori noktaydı.)
- The arbour provided a beautiful backdrop for the outdoor wedding ceremony. (Arbour, açık hava düğün töreni için güzel bir arka plan sağladı.)
- She hung a wind chime from the arbour. (O, arbour’a bir rüzgar çanı astı.)
- The arbour was designed to blend in with the natural surroundings. (Arbour, doğal çevreye uyum sağlamak için tasarlandı.)
- They relaxed on the bench under the arbour and watched the sunset. (Arbour altındaki bankta dinlendiler ve günbatımını izlediler.)
Türkçe anlamları:
- Bahçedeki gölgelikte oturmayı sevdik.
- Sıcak bir günde arbour serinletici bir gölge sağladı.
- Arbour güzel kokulu güllerle kaplıydı.
- O, kitap okumayı arbour’da seviyor.
- Arbour, düğün fotoğrafları için popüler bir noktadır.
- Arka bahçeye bir arbour inşa ettiler.
- Arbour, bir fincan çayın keyfini çıkarmak için harika bir yerdir.
- Akşam partisi için arbour ışıklarla güzel bir şekilde dekore edilmişti.
- Arbour’daki asmalar, komşulardan gizlilik sağladı.
- O, ona arbour altında evlenme teklif etti.
- Arbour, güzel bir mavi tonunda boyanmıştı.
- Arbour’daki bitkilerle ilgilenmek için saatler harcadı.
- Arbour, meditasyon için huzurlu bir noktaydı.
- Arbour, çiçeklerle çevrilmişti.
- Arbour altında piknik öğle yemeği yediler.
- Arbour, kuşların konaklamak için favori noktaydı.
- Arbour, açık hava düğün töreni için güzel bir arka plan sağladı.
- O, arbour’a bir rüzgar çanı astı.
- Arbour, doğal çevreye uyum sağlamak için tasarlandı.
- Arbour altındaki bankta dinlendiler ve günbatımını izlediler.
Hemen Yorum Yaz