Arable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arable

Arable, Türkçe anlamı ile “tarıma elverişli” anlamına gelmektedir. Bu kelime, toprakların verimli ve uygun bir şekilde tarım yapmak için kullanılabilir olmasını ifade eder. İşte arable kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. Arable land is becoming scarcer as the population grows. (Nüfus arttıkça tarıma elverişli arazi daha azalmaktadır.)
  2. Farmers need arable land to grow crops. (Çiftçilerin ürün yetiştirmek için tarıma elverişli araziye ihtiyacı vardır.)
  3. The arable soil in this area is rich in nutrients. (Bu bölgedeki tarıma elverişli topraklar besin açısından zengindir.)
  4. The government is encouraging the use of arable land for agriculture. (Hükümet, tarım için tarıma elverişli arazi kullanımını teşvik etmektedir.)
  5. This field is not arable because it is too rocky. (Bu tarla çok kayalık olduğu için tarıma elverişli değildir.)
  6. Arable farming is the main source of income for many rural communities. (Çok sayıda kırsal topluluk için, tarıma elverişli tarım ana gelir kaynağıdır.)
  7. The farmer was pleased to see his arable land producing a good harvest. (Çiftçi, tarıma elverişli arazisinin iyi bir hasat verdiğini görmekten memnun oldu.)
  8. The use of pesticides can have negative effects on arable land. (Pestisit kullanımı, tarıma elverişli araziler üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir.)
  9. Many countries are struggling to preserve their arable land in the face of urbanization. (Çok sayıda ülke, kentselleşmenin karşısında tarıma elverişli arazilerini korumak için mücadele etmektedir.)
  10. The arable fields stretched as far as the eye could see. (Göz alabildiğine uzanan tarıma elverişli tarlalar.)
  1. The government offers incentives for farmers to switch to more arable crops. (Hükümet, çiftçilerin daha tarıma elverişli ürünlere geçmeleri için teşvikler sunmaktadır.)
  2. The arable land in this region is being threatened by climate change. (Bu bölgedeki tarıma elverişli arazi, iklim değişikliği tehdidi altındadır.)
  3. The company plans to convert the arable land into a shopping mall. (Şirket, tarıma elverişli araziyi bir alışveriş merkezine dönüştürmeyi planlıyor.)
  4. The arable land in this area is irrigated using a complex system of canals. (Bu bölgedeki tarıma elverişli arazi, kanalların karmaşık bir sistemiyle sulanmaktadır.)
  5. The farmer plowed his arable fields in preparation for planting. (Çiftçi, ekmek için hazırlık yapmak için tarıma elverişli tarlalarını sürdü.)
  6. This region has some of the best arable land in the country. (Bu bölge ülkenin en iyi tarıma elverişli arazilerinden bazılarına sahiptir.)
  7. The company is facing criticism for destroying arable land to build a golf course. (Şirket, bir golf sahası inşa etmek için tarıma elverişli arazileri yok etmekle eleştiriliyor.)
  8. The arable land in this region is well-suited for growing wheat. (Bu bölgedeki tarıma elverişli arazi, buğday yetiştirmek için çok uygun.)
  9. The government has set aside funds to preserve arable land for future generations. (Hükümet, gelecek nesiller için tarıma elverişli arazileri korumak için fon ayırmıştır.)
  10. The farmer rotated his crops to maintain the fertility of his arable land. (Çiftçi, tarıma elverişli arazisinin verimliliğini korumak için ürünlerini dönüşümlü olarak ekmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.