Appall-Appal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Appall-Appal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Appall-Appal

Anlamı: Korkutmak, ürkütmek, dehşete düşürmek.

1. The gruesome scene in the horror movie appalled me. (Korkunç sahne beni ürküttü.)
2. The news of the terrorist attack appalled the whole nation. (Terör saldırısı haberi tüm ülkeyi dehşete düşürdü.)
3. The lack of basic human rights in some countries appals me. (Bazı ülkelerdeki temel insan haklarının yokluğu beni ürkütüyor.)
4. The thought of public speaking appals many people. (Halk önünde konuşma fikri birçok insanı korkutur.)
5. The teacher was appalled by the students’ lack of respect. (Öğretmen, öğrencilerin saygısızlığından dehşete düştü.)
6. The condition of the animals in the zoo appalled the animal rights activists. (Hayvan hakları aktivistleri, hayvanların hayvanat bahçesindeki durumundan dehşete düştü.)
7. The thought of being in debt for the rest of his life appalled him. (Hayatının geri kalanında borçlu olma fikri onu dehşete düşürdü.)
8. The idea of losing her job appalled her. (İşini kaybetme fikri onu korkuttu.)
9. The sight of the car accident appalled the bystanders. (Araç kazasının görüntüsü izleyicileri dehşete düşürdü.)
10. The thought of living in poverty appals many people. (Fakirlikte yaşama fikri birçok insanı ürkütür.)
11. The prospect of war appals me. (Savaşın olasılığı beni ürkütüyor.)
12. The high crime rate in the city appals its residents. (Şehirdeki yüksek suç oranı sakinlerini korkutuyor.)
13. The thought of losing her child appals her. (Çocuğunu kaybetme fikri onu dehşete düşürüyor.)
14. The terrible smell in the kitchen appalled the guests. (Mutfaktaki korkunç koku misafirleri ürküttü.)
15. The sight of the wounded soldiers appalled the civilians. (Yaralı askerlerin görüntüsü sivilleri dehşete düşürdü.)
16. The thought of being alone in the wilderness appals many people. (Vahşi doğada yalnız kalmak fikri birçok insanı korkutur.)
17. The cruelty towards animals appals animal lovers. (Hayvanlara karşı işlenen zalimlikler hayvan severleri dehşete düşürür.)
18. The thought of public speaking without any preparation appals me. (Hazırlıksız halk önünde konuşma fikri beni ürkütüyor.)
19. The pollution in the river appals environmentalists. (Nehirdeki kirlilik çevrecileri korkutuyor.)
20. The idea of failing the exam appals the students

21. The thought of being in a plane crash appals some people. (Uçak kazasında olma fikri bazı insanları ürkütür.)
22. The sight of the abandoned, starving animals appals the animal welfare organizations. (Terkedilmiş ve açlıktan ölmek üzere olan hayvanların görüntüsü hayvan refahı örgütlerini dehşete düşürür.)
23. The cruelty towards children appals child protection agencies. (Çocuklara karşı işlenen zalimlikler çocuk koruma kurumlarını ürkütür.)
24. The thought of losing his house appals the homeowner. (Evini kaybetme fikri ev sahibini korkutur.)
25. The high mortality rate of newborns in developing countries appals healthcare workers. (Gelişmekte olan ülkelerdeki yenidoğan bebeklerin yüksek ölüm oranı sağlık çalışanlarını dehşete düşürür.)
26. The sight of the devastated city after the earthquake appals the survivors. (Depremden sonra harap olmuş şehrin görüntüsü hayatta kalanları ürkütür.)
27. The thought of losing her parents appals her. (Ebeveynlerini kaybetme fikri onu dehşete düşürür.)
28. The sight of the dead animals on the roadside appals the drivers. (Yol kenarında ölü hayvanların görüntüsü sürücüleri korkutur.)
29. The thought of not being able to support his family appals the breadwinner. (Ailesini destekleyememe fikri aile reisini ürkütür.)
30. The sight of the pollution in the ocean appals marine biologists. (Denizdeki kirlilik görüntüsü deniz biyologlarını korkutur.)