Antithesis İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Antithesis İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Antithesis Nedir?

Antithesis, bir fikrin veya ifadenin zıddını belirtmek için kullanılan bir retorik cihazdır. İki zıt kavramın yan yana getirilmesiyle oluşan bir tezat oluşturulur. Bu, bir düşünceyi daha etkileyici hale getirmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. Love is the antithesis of hate. (Aşk, nefretin zıddıdır.)
2. The antithesis between light and dark creates a dramatic effect. (Işık ile karanlık arasındaki tezat, dramatik bir etki yaratır.)
3. Her generosity was the antithesis of his selfishness. (Onun cömertliği, onun bencilliğinin zıddıydı.)
4. The calmness of the lake was the antithesis of the raging river. (Gölün sakinliği, coşkulu nehrin zıddıydı.)
5. The bright blue sky was the antithesis of the dull gray clouds. (Parlak mavi gökyüzü, mat gri bulutların zıddıydı.)
6. His honesty was the antithesis of her deceitfulness. (Onun dürüstlüğü, onun aldatıcılığının zıddıydı.)
7. The silence in the room was the antithesis of the noise outside. (Odadaki sessizlik, dışarıdaki gürültünün zıddıydı.)
8. The peacefulness of the countryside was the antithesis of the chaos of the city. (Kırsalın huzuru, şehrin kaosunun zıddıydı.)
9. The small, delicate flowers were the antithesis of the large, bold ones. (Küçük, narin çiçekler, büyük, cesur olanların zıddıydı.)
10. Her outgoing personality was the antithesis of his shy demeanor. (Onun dışa dönük kişiliği, onun utangaç tavrının zıddıydı.)
11. The warm, inviting fire was the antithesis of the cold, unwelcoming room. (Sıcak, davetkar ateş, soğuk, hoşnutsuz odanın zıddıydı.)
12. The tall skyscrapers were the antithesis

13. The bright, vibrant colors of the painting were the antithesis of the dull, muted tones of the photograph. (Tablonun parlak, canlı renkleri, fotoğrafın mat, soluk tonlarının zıddıydı.)
14. His calm demeanor was the antithesis of her anxious one. (Onun sakin tavrı, onun endişeli tavrının zıddıydı.)
15. The peace treaty was the antithesis of the declaration of war. (Barış antlaşması, savaş ilanının zıddıydı.)
16. The light, airy pastry was the antithesis of the dense, heavy cake. (Hafif, havalı hamur işi, yoğun, ağır kekin zıddıydı.)
17. The graceful movements of the ballerina were the antithesis of the clumsy actions of the clown. (Balerinin zarif hareketleri, palyaçonun sakar hareketlerinin zıddıydı.)
18. His dedication to his work was the antithesis of her apathy towards hers. (Onun işine olan bağlılığı, onun işine karşı olan ilgisizliğinin zıddıydı.)
19. The sharp, pungent aroma was the antithesis of the sweet, floral scent. (Keskin, acı kokusu, tatlı, çiçeksi kokunun zıddıydı.)
20. The strict rules of the school were the antithesis of the freedom of summer vacation. (Okulun katı kuralları, yaz tatilinin özgürlüğünün zıddıydı.)

(Türkçe karşılıklar cümlelerin altında yer almaktadır.)