Antidote İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Antidote Nedir?
Antidote, zehirli bir maddeye maruz kalmış bir kişinin veya hayvanın zehir etkilerini ortadan kaldırmak veya azaltmak için kullanılan bir madde veya ilaçtır.
Örnek Cümleler:
1. She was bitten by a snake, but luckily she had an antidote. (Yılan tarafından ısırıldı ama neyse ki bir panzehir var.)
2. The doctor gave him an antidote to counteract the poison. (Doktor, zehrin etkisini azaltmak için ona bir panzehir verdi.)
3. The antidote worked quickly and saved his life. (Panzehir hızlı çalıştı ve hayatını kurtardı.)
4. The antidote was ineffective in treating the venom from the rare spider. (Nadir örümceğin zehrini tedavi etmede panzehir etkisizdi.)
5. It’s important to have an antidote ready in case of a snake bite. (Yılan ısırması durumunda bir panzehir hazır bulundurmak önemlidir.)
6. They are working on developing a new antidote for the poison. (Zehir için yeni bir panzehir geliştirmek üzerinde çalışıyorlar.)
7. The antidote needs to be administered as soon as possible to be effective. (Panzehirin etkili olması için mümkün olan en kısa sürede uygulanması gerekiyor.)
8. The victim was given the antidote intravenously. (Mağdura panzehir damar yoluyla verildi.)
9. The antidote was expensive but necessary to save his life. (Panzehir pahalıydı ama hayatını kurtarmak için gerekliydi.)
10. Without the antidote, the poison would have spread throughout his body. (Panzehir olmadan, zehir vücudunun her yerine yayılacaktı.)
11. The antidote was a mixture of different chemicals. (Panzehir farklı kimyasalların karışımıydı.)
12. The antidote was injected directly into the wound. (Panzehir doğrudan yaraya enjekte edildi.)
13. The company is responsible for producing the antidote for the venomous creatures. (Şirket, zehirli yaratıklar için panzehir üretmekten sorumludur.)
14. He experienced some side effects from the antidote, but they were minor. (Panzehirden bazı yan etkileri oldu, ama bunlar hafifti.)
15. The antidote was not effective against all types of poison. (Panzehir, tüm zehir türlerine karşı etkili değildi.)
16. The antidote was a last resort to save her life. (Panzehir, hayatını kurtarmak için son çareydi.)
17. The scientist discovered a new antidote that was more effective than the previous one. (Bilim adamı, öncekinden daha etkili yeni bir panzehir keşfetti.)
18. The antidote was stored in a cool, dark place to prevent it from losing its potency
- The antidote was developed after years of research and experimentation. (Panzehir, yıllarca süren araştırmalar ve deneyler sonrasında geliştirildi.)
- The patient was instructed to take the antidote orally, three times a day for a week. (Hasta, bir hafta boyunca günde üç kez ağızdan panzehir alması için talimatlandırıldı.)
1. O, bir yılan tarafından ısırıldı, ama neyse ki bir panzehir vardı.
2. Doktor, zehrin etkisini azaltmak için ona bir panzehir verdi.
3. Panzehir hızlı çalıştı ve hayatını kurtardı.
4. Nadir örümceğin zehrini tedavi etmede panzehir etkisizdi.
5. Yılan ısırması durumunda bir panzehir hazır bulundurmak önemlidir.
6. Zehir için yeni bir panzehir geliştirmek üzerinde çalışıyorlar.
7. Panzehirin etkili olması için mümkün olan en kısa sürede uygulanması gerekiyor.
8. Mağdura panzehir damar yoluyla verildi.
9. Panzehir pahalıydı ama hayatını kurtarmak için gerekliydi.
10. Panzehir olmadan, zehir vücudunun her yerine yayılacaktı.
11. Panzehir farklı kimyasalların karışımıydı.
12. Panzehir doğrudan yaraya enjekte edildi.
13. Şirket, zehirli yaratıklar için panzehir üretmekten sorumludur.
14. Panzehirden bazı yan etkileri oldu, ama bunlar hafifti.
15. Panzehir, tüm zehir türlerine karşı etkili değildi.
16. Panzehir, hayatını kurtarmak için son çareydi.
17. Bilim adamı, öncekinden daha etkili yeni bir panzehir keşfetti.
18. Panzehir etkisini kaybetmemesi için serin, karanlık bir yerde saklandı.
19. Panzehir, yıllarca süren araştırmalar ve deneyler sonrasında geliştirildi.
20. Hasta, bir hafta boyunca günde üç kez ağızdan panzehir alması için talimatlandırıldı.
Hemen Yorum Yaz