Angsty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Angsty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Angsty Nedir?

Angsty, İngilizce bir sıfat olup, endişeli, gergin ve huzursuz bir ruh hali ifade eder. Bu kelime, genellikle ergenlik dönemindeki gençlerin hissettikleri yoğun duygusal durumları tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I don’t know why, but I’m feeling so angsty today. (Bugün neden bilmiyorum ama çok huzursuz hissediyorum.)
  2. She’s always been angsty, but lately it’s been worse. (O her zaman endişeli olmuştur, ancak son zamanlarda daha kötüleşti.)
  3. His angsty behavior is really starting to annoy me. (Onun huzursuz davranışı beni gerçekten rahatsız etmeye başladı.)
  4. I could tell from her angsty tone that something was bothering her. (Onun huzursuz tonundan bir şeylerin onu rahatsız ettiğini anlayabildim.)
  5. He’s been listening to a lot of angsty music lately. (Son zamanlarda çok fazla hüzünlü müzik dinliyor.)
  6. Her angsty attitude is bringing everyone down. (Onun huzursuz tavırları herkesi kötü etkiliyor.)
  7. He wrote a really angsty poem about his broken heart. (O, kırık kalbiyle ilgili gerçekten hüzünlü bir şiir yazdı.)
  8. I wish she would stop being so angsty all the time. (Keşke o her zaman bu kadar huzursuz olmaktan vazgeçse.)
  9. The movie was full of angsty teenage drama. (Film, huzurlu ergen dramıyla doluydu.)
  10. She’s going through an angsty phase right now. (Şu anda bir huzursuzluk dönemi yaşıyor.)
  11. His angsty personality is really hard to deal with. (Onun huzursuz kişiliğiyle başa çıkmak gerçekten zor.)
  12. I can’t stand all the angsty lyrics in his songs. (O’nun şarkılarındaki tüm huzursuz sözleri kaldıramıyorum.)
  13. She’s been acting so angsty since she broke up with her boyfriend. (Erkek arkadaşıyla ayrıldığından beri çok huzursuz davranıyor.)
  14. I don’t like being around him when he’s in an angsty mood. (Huzursuz bir ruh hali içindeyken yanında olmaktan hoşlanmıyorum.)
  15. She has an angsty look on her face all the time. (O, her zaman yüzünde huzursuz bir ifadeye sahip.)
  16. His angsty behavior is just a cry for attention. (Onun huzursuz davranışı sadece dikkat çekmek için bir çığlık.)
  17. I could feel the angsty energy in the room as soon as I walked in. (İçeri girer girmez, odadaki huzursuz enerjiyi hissettim.)
  18. The book

she’s reading is full of angsty characters. (Okuduğu kitap, huzursuz karakterlerle dolu.)
19. He’s been going to therapy to deal with his angsty feelings. (Huzursuz hisleriyle başa çıkmak için terapiye gidiyor.)

  1. I remember feeling so angsty and rebellious when I was a teenager. (Ergenken çok huzursuz ve asi hissettiğimi hatırlıyorum.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.