Ambler İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Ambler
Ambler, İngilizce bir kelimedir ve “kuyumcu” anlamına gelir.
Örnek cümleler:
-
Ambler was a skilled craftsman who made beautiful jewelry.
(Türkçe: Ambler, güzel takılar yapan yetenekli bir zanaatkârdı.) -
My grandmother gave me a gold necklace that was made by an ambler.
(Türkçe: Büyükannem bana bir ambler tarafından yapılan altın kolye verdi.) -
The ambler carefully crafted each piece of jewelry by hand.
(Türkçe: Ambler, her takı parçasını dikkatle el işiyle yapıyordu.) -
She decided to become an ambler after taking a jewelry-making class in college.
(Türkçe: Kolejde bir takı yapma sınıfına katıldıktan sonra ambler olmaya karar verdi.) -
The ambler’s shop was filled with beautiful and intricate pieces of jewelry.
(Türkçe: Ambler’in dükkânı güzel ve karmaşık takı parçalarıyla doluydu.) -
He apprenticed under an ambler for three years to learn the craft.
(Türkçe: Zanaatı öğrenmek için üç yıl boyunca bir amblerin yanında çıraklık yaptı.) -
The ambler used a combination of traditional and modern techniques to make her jewelry.
(Türkçe: Ambler, takılarını yapmak için geleneksel ve modern tekniklerin bir kombinasyonunu kullandı.) -
The ambler was renowned for his ability to create unique and custom pieces for his clients.
(Türkçe: Ambler, müşterileri için benzersiz ve özel parçalar yaratma yeteneğiyle ünlüydü.) -
She inherited her grandfather’s tools and became an ambler like him.
(Türkçe: Büyükannesinin aletlerini miras aldı ve onun gibi bir ambler oldu.) -
The ambler’s creations were always in high demand and sold for high prices.
(Türkçe: Ambler’in yaratıları her zaman yüksek talep görüyor ve yüksek fiyatlara satılıyordu.) -
The ambler carefully selected each gemstone to be used in her jewelry.
(Türkçe: Ambler, takılarında kullanılacak her mücevheri dikkatle seçiyordu.) -
He visited an amb
ler to repair his grandmother’s antique brooch.
(Türkçe: Büyükannesinin antika broşunu tamir etmek için bir ambler ziyaret etti.)
-
The ambler taught her daughter the craft, passing down the family tradition.
(Türkçe: Ambler, kızına zanaatı öğretti ve aile geleneğini aktardı.) -
The ambler worked tirelessly to create a one-of-a-kind engagement ring for his client.
(Türkçe: Ambler, müşterisi için eşsiz bir nişan yüzüğü yaratmak için yorulmadan çalıştı.) -
She learned the art of jewelry-making from her mother, who was also an ambler.
(Türkçe: Ambler olan annesinden takı yapım sanatını öğrendi.) -
The ambler’s work was featured in a popular fashion magazine.
(Türkçe: Ambler’in çalışmaları popüler bir moda dergisinde yer aldı.) -
He opened his own ambler shop after years of working for someone else.
(Türkçe: Bir başkası için çalıştıktan sonra kendi ambler dükkânını açtı.) -
The ambler carefully examined each piece of jewelry before selling it to his customer.
(Türkçe: Ambler, müşterisine satmadan önce her takı parçasını dikkatle inceledi.) -
She was commissioned to create a stunning tiara for a royal wedding, cementing her reputation as a top ambler.
(Türkçe: Kraliyet düğünü için büyüleyici bir taç yaratması için görevlendirildi, üst ambler olarak ününü pekiştirdi.) -
The ambler was passionate about his craft and took great pride in every piece he created.
(Türkçe: Ambler, zanaatına tutkun ve yarattığı her parçayla büyük gurur duyuyordu.)
Hemen Yorum Yaz