Altogether İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Altogether İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Altogether Nedir?

Altogether, “tamamen”, “hepsi bir arada”, “topluluğun tamamı” anlamlarına gelen bir İngilizce kelime.

Örnek cümleler:

1. Altogether, we managed to finish the project on time. (Tamamen, projeyi zamanında bitirmeyi başardık.)
2. The party was a success, altogether 50 people attended. (Parti başarılıydı, toplam 50 kişi katıldı.)
3. Altogether, the experience was unforgettable. (Hepsi bir arada, deneyim unutulmazdı.)
4. The room was a mess, with clothes and books altogether scattered on the floor. (Oda bir karışıklık içindeydi, kıyafetler ve kitaplar tamamen yerlere saçılmıştı.)
5. Altogether, it was a great performance by the orchestra. (Toplu olarak, orkestra harika bir performans sergiledi.)
6. We need altogether $500 to complete the project. (Projeyi tamamlamak için toplamda 500 dolar ihtiyacımız var.)
7. The package contained altogether three items. (Paket, toplamda üç parça içeriyordu.)
8. Altogether, it was a great experience. (Topluluğun tamamı olarak, harika bir deneyimdi.)
9. He put altogether too much sugar in the cake. (Kekin içine tamamen fazla şeker koydu.)
10. The concert was a huge success, altogether 10,000 people attended. (Konser büyük bir başarıydı, toplam 10.000 kişi katıldı.)
11. Altogether, we need to work on improving our communication skills. (Hepsi bir arada, iletişim becerilerimizi geliştirmek için çalışmamız gerekiyor.)
12. The company made a profit of altogether $1 million last year. (Şirket geçen yıl toplamda 1 milyon dolar kar elde etti.)
13. Altogether, it was a disappointing performance by the team. (Hepsi bir arada, takımın performansı hayal kırıklığı yarattı.)
14. The project was a success, altogether 20 people worked on it. (Proje başarılıydı, toplamda 20 kişi

    proje üzerinde çalıştı.)

15. Altogether, there were six different flavors of ice cream to choose from. (Hepsi bir arada, seçilebilecek altı farklı dondurma aroması vardı.)
16. The movie was altogether too long, I couldn’t stay awake until the end. (Film tamamen çok uzundu, sonuna kadar uyanık kalamadım.)
17. We spent altogether three days in Paris. (Paris’te toplamda üç gün geçirdik.)
18. Altogether, the group had a great time on their trip. (Topluluğun tamamı, seyahatlerinde harika zaman geçirdi.)
19. The book was divided into three parts, altogether comprising 20 chapters. (Kitap üç bölüme ayrılmıştı ve toplamda 20 bölümden oluşuyordu.)
20. Altogether, it was a wonderful evening spent with friends. (Hepsi bir arada, arkadaşlarla geçirilen harika bir akşamdı.)
21. She has altogether too many clothes in her closet. (Dolabında tamamen fazla sayıda kıyafeti var.)