Alterable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alterable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alterable (değiştirilebilir)

Alterable kelimesi değiştirilebilir anlamına gelir. Bir şeyin değiştirilebilir olması, onu esnek ve uyumlu kılar.

Örnek cümleler:

1. The design of the website is alterable, we can change it anytime. (Web sitesinin tasarımı değiştirilebilir, her zaman değiştirebiliriz.)
2. The dress was alterable, so the tailor was able to adjust it to fit her perfectly. (Elbise değiştirilebilirdi, bu nedenle terzi onu mükemmel şekilde oturtmak için ayarlayabildi.)
3. The contract was alterable, so we made some changes to the terms. (Sözleşme değiştirilebilirdi, bu nedenle koşullarda bazı değişiklikler yaptık.)
4. The alterable nature of the plan allowed us to make modifications easily. (Planın değiştirilebilir doğası, değişiklikler yapmamıza izin verdi.)
5. The alterable schedule made it easier for us to adjust our plans. (Değiştirilebilir program, planlarımızı ayarlamamızı kolaylaştırdı.)
6. The alterable format of the document made it easy to edit. (Belgenin değiştirilebilir formatı düzenlemeyi kolaylaştırdı.)
7. The alterable menu at the restaurant allows customers to make changes to their orders. (Restorandaki değiştirilebilir menü, müşterilerin siparişlerinde değişiklik yapmalarına olanak tanır.)
8. The alterable nature of the curriculum allowed us to customize it for our students. (Müfredatın değiştirilebilir doğası, öğrencilerimiz için özelleştirmemize izin verdi.)
9. The alterable schedule for the conference made it easy to accommodate the speakers’ availability. (Konferans için değiştirilebilir program, konuşmacıların uygunluğuna göre ayarlamayı kolaylaştırdı.)
10. The alterable theme of the party allowed us to make changes to the decorations. (Partinin değiştirilebilir teması, dekorasyonda değişiklik yapmamıza izin verdi.)
11. The alterable nature of the product made it adaptable to different situations. (Ürünün değiştirilebilir doğası, farklı durumlara uyum sağlamasını sağladı.)
12. The alterable seating arrangement in the theater allowed us to accommodate more people. (Tiyatroda değiştirilebilir oturma düzeni, daha fazla insanı ağırlamamızı sağladı.)
13. The alterable settings on the device allowed us to customize it to our preferences. (Cihazdaki değiştirilebilir ayarlar, tercihlerimize göre özelleştirmemize izin verdi.)
14. The alterable pricing model made it easier for us to adjust our budget. (Değiştirilebilir fiyatlandırma modeli, bütçemizi ayarlamamızı kolaylaştırdı.)
15. The alterable terms of

the contract allowed us to negotiate a better deal. (Sözleşmenin değiştirilebilir şartları, daha iyi bir anlaşma için pazarlık yapmamıza izin verdi.)
16. The alterable nature of the software made it easy to update. (Yazılımın değiştirilebilir doğası, güncellemeyi kolaylaştırdı.)

17. The alterable layout of the room allowed us to rearrange the furniture. (Odanın değiştirilebilir düzeni, mobilyaları yeniden düzenlememize izin verdi.)
18. The alterable size of the shirt allowed me to exchange it for a better fit. (Gömleğin değiştirilebilir boyutu, daha iyi bir uyum için değiştirmeme izin verdi.)
19. The alterable features of the car made it customizable to my preferences. (Arabanın değiştirilebilir özellikleri, tercihlerime göre özelleştirmeme izin verdi.)
20. The alterable ingredients in the recipe allowed me to make substitutions. (Tarifteki değiştirilebilir malzemeler, yerine başka malzemeler kullanmamı sağladı.)