All But İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All But İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All But İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

All But kelimesi, “nearly”, “almost”, “with the exception of”, “not including” anlamına gelir.

İşte All But kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

1. All but two of the students passed the exam. (Sınavı geçemeyen iki öğrenci hariç hepsi geçti.)
2. We have all but given up hope of finding our lost dog. (Kayıp köpeğimizi bulma umudumuzu nerdeyse tamamen kaybettik.)
3. The concert tickets are sold out, all but a few. (Konser biletleri tükendi, sadece birkaç tane kaldı.)
4. All but one of the guests have arrived. (Misafirlerin hepsi gelmiş, sadece bir kişi kaldı.)
5. The team had all but won the game before a last-minute goal from the opposing team. (Takım son dakika golüyle yenilmeden önce maçı nerdeyse kazanmıştı.)
6. All but a few houses were destroyed in the hurricane. (Fırtına sırasında sadece birkaç ev haricinde hepsi yıkıldı.)
7. The book was all but unreadable due to the small font size. (Kitap, küçük punto boyutu nedeniyle nerdeyse okunamazdı.)
8. All but one of the students chose to study abroad. (Öğrencilerin hepsi yurtdışında okumayı tercih etti, sadece biri hariç.)
9. I have all but finished my homework. (Ödevimi nerdeyse tamamladım.)
10. The restaurant was all but empty on a Tuesday night. (Salı akşamı restoran nerdeyse boştu.)
11. The candidate had all but secured the nomination before a scandal broke out. (Skandal patlak vermeden önce aday neredeyse adaylığı garantilemişti.)
12. The festival had all but ended when it started to rain heavily. (Festival şiddetli yağmur yağmaya başladığında nerdeyse sona ermişti.)
13. All but the bravest soldiers fled the battlefield. (

14. The project was all but complete when a key team member quit. (Proje önemli bir ekip üyesinin istifa etmesi nedeniyle nerdeyse tamamlanmıştı.)
15. The gym was all but deserted on a holiday. (Tatil gününde spor salonu nerdeyse boştu.)
16. The movie was all but over when the fire alarm went off. (Yangın alarmı çalmadan önce film nerdeyse bitmişti.)
17. All but one of the contestants were eliminated in the first round. (Yarışmacıların hepsi birinci turda elendi, sadece biri hariç.)
18. The novel was all but forgotten until it was adapted into a successful movie. (Roman nerdeyse unutulmuştu, başarılı bir filme uyarlanana kadar.)
19. The city was all but paralyzed by a heavy snowstorm. (Yoğun kar fırtınası nedeniyle şehir nerdeyse felç oldu.)
20. All but the most dedicated fans had left the stadium by the end of the game. (Oyunun sonunda, sadece en sadık hayranlar hariç stadyum boşalmıştı.)

Türkçe karşılıkları:

• nearly: neredeyse
• almost: hemen hemen, neredeyse
• with the exception of: hariç
• not including: dahil değil