Alienate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alienate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alienate Nedir?


Alienate, “ayrılmak, yabancılaşmak” anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:


1. I don’t want to alienate my friends with my political views. (Arkadaşlarımı siyasi görüşlerimle yabancılaştırmak istemiyorum.)
2. His negative attitude is alienating his coworkers. (Olumsuz tutumu, iş arkadaşlarını ayrılmaya neden oluyor.)
3. The new policies have alienated many of the company’s employees. (Yeni politikalar, şirketin birçok çalışanını yabancılaştırdı.)
4. She felt alienated from her family after she came out as gay. (Eşcinsel olduğunu açıkladıktan sonra ailesinden ayrılmış hissetti.)
5. The language barrier can make immigrants feel alienated in a new country. (Dil bariyeri, göçmenlerin yeni bir ülkede yabancılaşmalarına neden olabilir.)
6. The strict rules of the school can alienate students. (Okulun sıkı kuralları öğrencileri yabancılaştırabilir.)
7. His aloof demeanor was alienating to his colleagues. (Soğuk tavırları, meslektaşlarını ayrılmaya neden oldu.)
8. The lack of diversity in the workplace can alienate minority employees. (İşyerindeki çeşitliliğin olmaması, azınlık çalışanları ayrılmaya neden olabilir.)
9. The political situation has alienated many citizens from the government. (Siyasi durum, birçok vatandaşı hükümetten ayrılmaya neden oldu.)
10. The town’s conservative values can alienate liberal-minded residents. (Kasabanın muhafazakar değerleri, liberal düşünceli sakinleri ayrılmaya neden olabilir.)
11. The new regulations are likely to alienate customers. (Yeni düzenlemeler, müşterileri ayrılmaya teşvik edebilir.)
12. The company’s focus on profits has alienated some of its employees. (Şirketin kar odaklı olması, bazı çalışanları ayrılmaya teşvik etti.)
13. The boss’s lack of communication skills is alienating his subordinates. (Patronun iletişim becerilerinin eksikliği, astlarını ayrılmaya neden oluyor.)
14. The company’s culture can either unite or alienate its employees. (Şirket kültürü, çalışanları birleştirebilir veya ayrılmaya neden olabilir.)
15. The teenager’s rebellious behavior is alienating him from his parents. (Gençlerin isyankar davranışları, ebeveynlerinden ayrılmalarına neden olabilir.)
16. The athlete’s arrogance alienated him from his fans. (Sporcu, kibirli tutumu nedeniyle hayranlarından ayrılmıştır.)
17. The new employee felt alienated from the rest of the team. (Yeni çalışan, takımın

dinamiklerinden ayrılmış hissetti.)
18. The company’s decision to outsource labor has alienated its domestic workforce. (Şirketin iş gücünü dış kaynaklara yönlendirmesi, yerli iş gücünü ayrılmaya neden olmuştur.)

  1. The teacher’s favoritism alienated some of her students. (Öğretmenin ayrıcalık tanıması, bazı öğrencilerini ayrılmaya neden oldu.)
  2. The political candidate’s extreme views alienated many voters. (Siyasi adayın aşırı görüşleri, birçok seçmeni ayrılmaya neden oldu.)

(Türkçe karşılıklar cümlelerin yanında yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.