Album İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Album
Album, genellikle müzik veya fotoğraf içeriklerinin bir araya getirilerek düzenlendiği bir toplama.
- I love listening to this album on long car rides. (Bu albümü uzun araba yolculuklarında dinlemeyi seviyorum.)
- She spent all day organizing her photo albums. (Tüm gün fotoğraf albümlerini düzenlemeye harcadı.)
- This album brings back so many memories. (Bu albüm birçok anıyı geri getiriyor.)
- My favorite band just released a new album. (En sevdiğim grup yeni bir albüm çıkardı.)
- The album cover is so cool, I want to hang it on my wall. (Albüm kapağı çok havalı, duvarıma asmak istiyorum.)
- He keeps his stamp collection in a special album. (Mühür koleksiyonunu özel bir albümde saklıyor.)
- The album is a compilation of their greatest hits. (Albüm, en büyük hitlerinin derlemesi.)
- I have all of their albums on vinyl. (Tüm albümlerini vinil olarak sahibim.)
- She gave me a photo album as a graduation gift. (Mezuniyet hediyesi olarak bana bir fotoğraf albümü verdi.)
- The album was a commercial success, selling millions of copies. (Albüm ticari bir başarıydı ve milyonlarca kopya sattı.)
- The album was produced by a famous music producer. (Albüm ünlü bir müzik yapımcısı tarafından üretildi.)
- He recorded his debut album in his home studio. (İlk albümünü ev stüdyosunda kaydetti.)
- The album includes a bonus track that was not released as a single. (Albüm, tek olarak yayınlanmayan bir bonus şarkı içeriyor.)
- The album won a Grammy award for Best Album of the Year. (Albüm, Yılın En İyi Albümü için Grammy ödülü kazandı.)
- They released a limited edition version of the album on colored vinyl. (Albümün sınırlı sayıda renkli vinil baskısını yayınladılar.)
- She flipped through her wedding album, admiring the photos. (Fotoğraflara hayran olurken düğün albümünü karıştırdı.)
- The album is a mix of different genres, from rock to hip-hop. (Albüm, rock’tan hip-hop’a kadar farklı türlerin karışımıdır.)
- He signed my album and took a photo with me at the meet-and-greet. (Benim albümüme imzaladı ve buluşmada benimle fotoğraf çektirdi.)
- The album was a collaborative effort between two famous artists. (Albüm, iki ünlü sanatçı arasındaki işbirliği sonucu ortaya çıktı.)
- I can’t wait for their next album to come out. (Bir sonraki albümlerini sabırsızlıkla bekliyorum.)
- My grandmother loves showing us her old photo albums from when she was young. (Büyükannem gençken çekilen eski fotoğraf albümlerini göstermeyi çok seviyor.)
- The album is a tribute to the band’s late lead singer. (Albüm, grubun geç lider şarkıcısına bir saygı duruşu niteliğinde.)
- She collects rare albums from around the world. (Dünya çapındaki nadir albümleri koleksiyon yapıyor.)
- The album is a concept album, telling a story through its songs. (Albüm, şarkıları aracılığıyla bir hikaye anlatan bir konsept albümdür.)
- He framed the album cover and hung it in his music room. (Albüm kapağını çerçeveledi ve müzik odasına astı.)
- The album was critically acclaimed, receiving high praise from music critics. (Albüm, müzik eleştirmenlerinden yüksek övgü alarak eleştirel olarak takdir edildi.)
- They released a live album featuring recordings from their concert tour. (Turnelerinden kaydedilen kayıtlar içeren canlı bir albüm yayınladılar.)
- The album artwork was designed by a famous artist. (Albüm kapak tasarımı ünlü bir sanatçı tarafından yapıldı.)
- She added new photos to her family album every year. (Her yıl aile albümüne yeni fotoğraflar ekledi.)
- The album was banned in some countries for its controversial lyrics. (Albüm, tartışmalı sözleri nedeniyle bazı ülkelerde yasaklandı.)
Hemen Yorum Yaz