Alarmedly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alarmedly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Alarmedly İle İlgili Cümleler

Alarmedly, endişe veya korku ile ilgili bir şekilde kullanılan bir zarftır.

  1. I looked alarmedly at the dark alley ahead. (Karanlık ara sokaktan endişeyle baktım.)
  2. She listened alarmedly to the sound of breaking glass. (Cam kırılma sesine endişeyle kulak verdi.)
  3. The doctor spoke alarmedly about the patient’s condition. (Doktor hastanın durumu hakkında endişeyle konuştu.)
  4. He watched alarmedly as the fire spread through the building. (Yangının binaya yayılmasını endişeyle izledi.)
  5. The parents looked at each other alarmedly as their child fell ill. (Çocukları hasta olduğunda, ebeveynleri endişeyle birbirlerine baktılar.)
  6. She read the news article alarmedly, realizing the severity of the situation. (Durumun ciddiyetini fark ederek haber makalesini endişeyle okudu.)
  7. The employees reacted alarmedly to the announcement of the company’s bankruptcy. (Şirketin iflasını duyduklarında, çalışanlar endişeyle tepki verdiler.)
  8. The hikers looked alarmedly at the dark clouds gathering overhead. (Başlarının üzerinde toplanan karanlık bulutlara endişeyle baktılar.)
  9. The passengers on the plane looked alarmedly as the turbulence intensified. (Türbülansın artmasıyla birlikte uçaktaki yolcular endişeyle baktılar.)
  10. The teacher spoke alarmedly as she noticed the student’s unusual behavior. (Öğrencinin garip davranışını fark edince öğretmen endişeyle konuştu.)
  11. He reacted alarmedly to the news of the impending storm. (Yaklaşan fırtına haberiyle endişeyle tepki verdi.)
  12. The audience looked alarmedly as the performer stumbled on stage. (Sahneye çıkarken tökezleyen sanatçıyı izleyiciler endişeyle seyrettiler.)
  13. The workers looked alarmedly at the smoke rising from the factory. (Fabrikadan yükselen dumanı endişeyle izlediler.)
  14. The family reacted alarmedly when they heard the loud bang from the kitchen. (Mutfaktan gelen yüksek gürültüyü duyunca aile endişeyle tepki verdi.)
  15. The neighbors looked alarmedly as they saw the police cars pull up. (Polis arabalarının yanlarına geldiğini gördüklerinde, komşular endişeyle baktılar.)
  16. The athletes looked alarmedly at the darkening sky, knowing that the game would soon be cancelled. (Oyunun yakında iptal edileceğini bilerek, sporcular karanlıklaşan gökyüzüne endişeyle baktılar.)
  17. The parents reacted alarmedly to the news of their child’s car accident. (Çocuklarının kaza haberini duyduklarında ebeveynleri endişeyle tepki verdi.)
  18. The students looked alarmedly as the teacher collapsed in the middle of class. (Öğret

menin sırasında öğretmenin bayılmasıyla öğrenciler endişeyle baktılar.)
19. The residents reacted alarmedly to the sudden power outage. (Aniden oluşan elektrik kesintisine, yerleşimciler endişeyle tepki verdi.)

  1. The customer looked alarmedly at the price tag, realizing it was much higher than expected. (Fiyat etiketine endişeyle bakan müşteri, beklentilerinden çok daha yüksek olduğunu fark etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.