
Alarm İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Alarm İle İlgili Cümleler
Alarm: Uyarı vermek için kullanılan bir cihaz ya da sistem.
- I set my alarm for 6 AM every morning. (Her sabah saat 6’da alarmımı kurarım.)
- The fire alarm went off and we had to evacuate the building. (Yangın alarmı çaldı ve binayı tahliye etmek zorunda kaldık.)
- I forgot to turn off my car alarm, so it kept beeping all night. (Araba alarmımı kapatmayı unuttum, bu yüzden tüm gece çınladı.)
- The alarm clock woke me up from my deep sleep. (Alarm saati derin uykumdan beni uyandırdı.)
- Don’t forget to set the alarm before you go to bed. (Yatmadan önce alarmı kurmayı unutma.)
- The burglar alarm scared away the intruder. (Hırsız alarmı saldırganı korkuttu.)
- The smoke alarm alerted us to the danger of a fire in the kitchen. (Duman alarmı bizi mutfaktaki yangın tehlikesi konusunda uyardı.)
- My phone alarm is my favorite song, so I wake up happy every morning. (Telefonumun alarmı en sevdiğim şarkım, bu yüzden her sabah mutlu bir şekilde uyanıyorum.)
- The security alarm at the bank went off when the robbers broke in. (Bankadaki güvenlik alarmı, soyguncular girdiğinde çaldı.)
- I always snooze my alarm at least three times before getting out of bed. (Yataktan kalkmadan önce alarmımı en az üç kez erteleyerek uyuyorum.)
- The school bell is a type of alarm that signals the start and end of classes. (Okul çanı, derslerin başlangıcını ve bitişini belirten bir tür alarmdır.)
- The flood warning alarm sounded, so we had to move to higher ground. (Sel uyarı alarmı çaldı, bu yüzden daha yüksek bir yere taşınmak zorunda kaldık.)
- My car has an alarm that goes off if someone tries to break in. (Arabamın alarmı, birisi içeri girmeye çalışırsa çalıyor.)
- The alarm system at the museum is very sophisticated to protect valuable artifacts. (Müzede bulunan alarm sistemi, değerli eserleri korumak için çok sofistike.)
- The police car had a loud siren and flashing lights to act as an alarm. (Polis arabası, bir alarm olarak hareket etmek için yüksek sesli siren ve flaşlı ışıklara sahipti.)
- I’m always nervous that I’ll sleep through my alarm and be late for work. (Her zaman alarmımı uyku sırasında geçirmekten ve işe geç kalmaktan endişe ediyorum.)
- The hospital has a silent alarm that staff can activate if there is an emergency. (Hastanede, personelin bir acil durumda etkinleştirebileceği sessiz bir alarm var.)
- The weather forecast predicted a storm, so we set the alarm early to prepare
- The car’s backup alarm beeps when I’m getting too close to an object. (Arabanın geri vitesi alarmı, bir nesneye çok yaklaştığımda çınlıyor.)
- The house alarm system includes sensors on all doors and windows to detect intruders. (Ev alarm sistemi, hırsızları tespit etmek için tüm kapılarda ve pencerelerde sensörler içeriyor.)
Hemen Yorum Yaz