Aggressive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aggressive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aggressive İle İlgili Cümleler

Anlam: Şiddetli, saldırgan, saldırmaya hazır.

  1. She had an aggressive approach to the situation. (O, duruma saldırgan bir yaklaşım sergiledi.)
  2. The dog became aggressive when someone tried to take its food. (Köpek, yemeğini almak isteyen biri olduğunda saldırgan hale geldi.)
  3. The aggressive driver was pulled over by the police. (Saldırgan sürücü polis tarafından durduruldu.)
  4. His aggressive behavior made everyone uncomfortable. (Onun saldırgan davranışı herkesi rahatsız etti.)
  5. The team played aggressively and won the game. (Takım saldırgan bir oyun oynadı ve maçı kazandı.)
  6. The aggressive marketing campaign increased sales. (Saldırgan pazarlama kampanyası satışları arttırdı.)
  7. He took an aggressive stance during the negotiations. (Müzakereler sırasında saldırgan bir tutum sergiledi.)
  8. The coach told the players to be more aggressive on the field. (Antrenör, oyunculara sahada daha saldırgan olmalarını söyledi.)
  9. The aggressive dog barked at the stranger. (Saldırgan köpek yabancıya havladı.)
  10. The politician’s aggressive rhetoric caused controversy. (Politikacının saldırgan retoriği tartışmalara neden oldu.)
  11. The company took aggressive action to protect its interests. (Şirket, çıkarlarını korumak için saldırgan bir eylem planı uyguladı.)
  12. The boxer had an aggressive fighting style. (Boksörün saldırgan bir dövüş tarzı vardı.)
  13. The aggressive horse kicked its trainer. (Saldırgan at, antrenörünü tekmeledi.)
  14. The aggressive tone in his voice was unsettling. (Ses tonundaki saldırganlık tedirgin ediciydi.)
  15. The teacher had to discipline the student for his aggressive behavior. (Öğretmen, öğrencinin saldırgan davranışı için disiplin uygulamak zorunda kaldı.)
  16. The aggressive competitor tried to sabotage the other team. (Saldırgan rakip, diğer takımı sabote etmeye çalıştı.)
  17. The aggressive dog lunged at the mailman. (Saldı

rgan köpek postacıya doğru hamle yaptı.)
18. The aggressive crowd started throwing things at the police. (Saldırgan kalabalık polise şeyler atmaya başladı.)

  1. The aggressive company took over its competitors. (Saldırgan şirket rakiplerini ele geçirdi.)
  2. The football team’s aggressive defense stopped the opposing team from scoring. (Futbol takımının saldırgan savunması, rakip takımın gol atmalarını engelledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.