Aforethought İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aforethought İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Aforethought Nedir?

Aforethought kelimesi, önceden düşünülerek yapılan, tasarlanmış veya planlanmış anlamına gelir. Bu kelime genellikle bir suç eylemi veya hukuk davası ile ilişkili olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

1. He committed the murder with aforethought.
   (O, cinayeti önceden tasarlayarak işledi.)

2. The defendant had aforethought in stealing the money.
   (Sanık, parayı çalmak için önceden planlama yaptı.)

3. The contract was signed with aforethought.
   (Sözleşme önceden düşünülerek imzalandı.)

4. She spoke with aforethought to avoid any misunderstandings.
   (O, yanlış anlaşılmaları önlemek için önceden düşünerek konuştu.)

5. The company had aforethought in implementing the new policy.
   (Şirket, yeni politikayı uygulamaya koymak için önceden planlama yaptı.)

6. The defendant acted with aforethought and malice.
   (Sanık, önceden tasarlayarak ve kötü niyetle hareket etti.)

7. The artist created the painting with aforethought and precision.
   (Sanatçı, tabloyu önceden düşünerek ve hassasiyetle oluşturdu.)

8. The team had aforethought in their strategy for the game.
   (Takım, oyun için stratejilerini önceden düşünmüştü.)

9. The business deal was made with aforethought and careful consideration.
   (İş anlaşması önceden düşünülerek ve dikkatli bir şekilde yapıldı.)

10. The murder was committed with aforethought and premeditation.
    (Cinayet, önceden tasarlanarak ve planlanarak işlendi.)

11. The project was executed with aforethought and attention to detail.
    (Proje, önceden düşünülerek ve ayrıntılara dikkat edilerek uygulandı.)

12. The lawyer argued that the crime was committed without aforethought.
    (Avukat, suçun önceden tasarlanmadan işlendiğini savundu.)

13. The employee acted with aforethought to secure the promotion.
    (Çalışan, terfiyi elde etmek için önceden planlama yaptı.)

14. The decision was made with aforethought and careful consideration.
    (Karar önceden düşünülerek ve dikkatli bir şekilde alındı.)

15. The robbery was committed with aforethought and precision.
    (Soygun önceden planlanarak ve hassasiyetle işlendi.)

16. The athlete trained with aforethought and determination.
    (Sporcu, önceden düşünerek ve kararlılıkla antrenman yaptı.)

17. The lawsuit was filed with aforethought and strategic planning.
    (Dava, önceden düşünülerek ve stratejik planlama ile açıldı.)

18. The speech was written with aforethought and attention to the audience.
    (Konuşma, önceden düşünülerek ve izleyicilere dikkat edilerek yazıldı.)

19. The novel was crafted with aforethought and creativity.
    (Roman, önceden düşünülerek ve yaratıcılı

lıkla oluşturuldu.)

20. The defendant claimed that the crime was committed without aforethought or intent.
    (Sanık, suçun önceden tasarlanmadan veya kasıt olmadan işlendiğini iddia etti.)