Adjutancy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adjutancy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adjutancy Nedir?

Adjutancy, askeri bir terim olarak kullanılır ve subaylara yardımcı olan bir pozisyondur. Genellikle yüksek rütbeli subayların yanında bulunur ve onların işlerini kolaylaştırmak için görev alır. Adjutancy terimi, askeri olmayan alanlarda da kullanılabilir ve bir kişinin bir başka kişiye yardımcı olduğu herhangi bir durumu ifade edebilir.

Örnek Cümleler:

  1. As the adjutant to the general, he was responsible for scheduling all meetings and appointments. (Genelkurmay başkanının yardımcısı olarak, tüm toplantı ve randevuların planlamasından sorumluydu.)
  2. The captain’s adjutant kept his schedule and made sure he was always on time. (Kaptanın yardımcısı, onun programını takip etti ve her zaman zamanında olmasını sağladı.)
  3. She worked as an adjutant to the CEO and handled all of his correspondence. (O, CEO’nun yardımcısı olarak çalıştı ve tüm yazışmaları yönetti.)
  4. The colonel’s adjutant was a highly respected officer who had served with him for many years. (Albayın yardımcısı, onunla birlikte uzun yıllar hizmet vermiş saygın bir subaydı.)
  5. His adjutancy duties included everything from managing the general’s calendar to organizing meetings with foreign dignitaries. (Yardımcılık görevleri, genelkurmay başkanının takvimini yönetmekten yabancı devlet yetkilileriyle toplantıları düzenlemeye kadar her şeyi kapsıyordu.)
  6. The adjutant to the commanding officer was responsible for handling all administrative tasks within the unit. (Komutanın yardımcısı, birlik içindeki tüm idari görevleri yerine getirmekten sorumluydu.)
  7. She was hired as an adjutant to the department head and was tasked with organizing all departmental meetings. (Bölüm başkanının yardımcısı olarak işe alındı ve tüm bölüm toplantılarını düzenleme görevi verildi.)
  8. His adjutancy role required him to be highly organized and able to multitask effectively. (Yardımcılık rolü, onun son derece düzenli olmasını ve etkili bir şekilde birden fazla görevi yerine getirmesini gerektiriyordu.)
  9. The adjutant to the general was responsible for briefing him on all matters related to the unit’s operations. (Genelkurmay başkanının yardımcısı, birliğin operasyonlarıyla ilgili tüm konularda ona bilgi vermekten sorumluydu.)
  10. She was promoted to the position of adjutant after serving as the general’s personal assistant for several years. (Birkaç yıl boyunca genelkurmay başkanının kişisel asistanı olarak görev yaptıktan sonra, yardımcı pozisyonuna terfi ettirildi.)
  11. The adjutancy role was seen as a stepping stone to higher ranks within the

military. (Yardımcılık rolü, askeri içerisinde daha yüksek rütbeler için bir basamak olarak görülür.)
12. The adjutant’s job was to make sure that the general’s daily routine ran smoothly. (Yardımcının görevi, genelkurmay başkanının günlük rutinini düzgün bir şekilde yürütmesini sağlamaktı.)

  1. He was tasked with accompanying the general on all official trips as his adjutant. (Yardımcı olarak, tüm resmi gezilerde genelkurmay başkanına eşlik etmekle görevlendirildi.)
  2. The adjutant’s office was always busy, with officers coming and going at all hours of the day. (Yardımcılık ofisi her zaman yoğundu ve subaylar günün her saatinde gelip gidiyordu.)
  3. The adjutant was responsible for maintaining the general’s files and ensuring that they were up to date. (Yardımcı, genelkurmay başkanının dosyalarını düzenli tutmak ve güncellemekten sorumluydu.)
  4. As the adjutant to the brigade commander, he had to be on call 24/7. (Brigat komutanının yardımcısı olarak, 24/7 hazırda olması gerekiyordu.)
  5. She was selected for the adjutancy position based on her strong organizational skills and attention to detail. (Güçlü organizasyon becerileri ve detaylara dikkat etmesi nedeniyle yardımcılık pozisyonuna seçildi.)
  6. The adjutant was always the first person the general turned to when he needed something done quickly and efficiently. (Genelkurmay başkanının hızlı ve etkili bir şekilde bir şeye ihtiyacı olduğunda her zaman ilk başvurduğu kişi yardımcısıydı.)
  7. He had served as an adjutant to several different generals over the course of his career. (Kariyeri boyunca birkaç farklı genelkurmay başkanının yardımcısı olarak görev yapmıştı.)
  8. The adjutant’s job was not just about managing paperwork and scheduling appointments, but also about providing support and advice to the general. (Yardımcının işi, sadece belgeleri yönetmek ve randevuları düzenlemekle sınırlı değildi, aynı zamanda genelkurmay başkanına destek ve tavsiye sağlamak da dahil ediyordu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Genelkurmay başkanının yardımcısı olarak, tüm toplantı ve randevuların planlamasından sorumluydu.
  2. Kaptanın yardımcısı, onun programını takip etti ve her zaman zamanında olmasını sağladı.
  3. O, CEO’nun yardımcısı olarak çalıştı ve tüm yazışmaları yönetti.
  4. Albayın yardımcısı, onunla birlikte uzun yıllar hizmet vermiş saygın bir subaydı.
  5. Yardımcılık görevleri, genelkurmay başkanının takvimini

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.