Adjudicate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adjudicate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adjudicate

İngilizce anlamı: to make a formal judgment or decision about a dispute or problem

Adjudicate kelimesi bir anlaşmazlık veya problem hakkında resmi bir karar vermek veya yargılamak anlamına gelir.

  1. The court will adjudicate on the matter tomorrow.

    Çourt yarın konuda karar verecek.

  2. The organization appointed an impartial person to adjudicate the dispute.

    Örgüt, anlaşmazlığı yargılamak için tarafsız bir kişi atadı.

  3. It’s not up to you to adjudicate what’s right or wrong.

    Senin doğru veya yanlış olduğuna karar vermek sana kalmamış.

  4. The judge will adjudicate the case fairly.

    Hakim davayı adil bir şekilde karara bağlayacak.

  5. The committee was formed to adjudicate on the proposed changes.

    Komite, önerilen değişiklikleri yargılamak için oluşturuldu.

  6. The arbitrator was hired to adjudicate the dispute between the two parties.

    Taraflar arasındaki anlaşmazlığı yargılamak için hakem kiralandı.

  7. The board of directors will adjudicate on the matter next week.

    Yönetim kurulu konuda gelecek hafta karar verecek.

  8. The teacher will adjudicate the debate between the students.

    Öğretmen, öğrenciler arasındaki tartışmayı yargılayacak.

  9. The judge’s duty is to adjudicate cases according to the law.

    Hakimin görevi, yasaya göre davaları yargılamaktır.

  10. The panel will adjudicate on the scholarship applications.

    Panel burs başvurularını yargılayacak.

  11. The committee will adjudicate on the suitability of the candidates.

    Komite adayların uygunluğunu yargılayacak.

  12. The dispute was adjudicated by an independent arbitrator.

    Anlaşmazlık bağımsız bir hakim tarafından yargılandı.

  13. The judge must adjudicate impartially and without bias.

    Hakim, tarafsız ve önyargısız bir şekilde yargılama yapmak zorundadır.

  14. The tribunal was set up to adjudicate on international trade disputes.

    Tribunal, uluslararası ticari anlaşmazlıkları yargılamak için kuruldu.

  15. The committee will adjudicate on the awarding of the contract.

    Komite, sözleşme verme konusunda karar verecek.

  16. The case was adjudicated fairly by the judge.

    Dava hakim taraf

  1. The organization has established a procedure for adjudicating employee complaints.

    Örgüt, çalışan şikayetlerini yargılamak için bir prosedür belirledi.

  2. The jury was tasked with adjudicating the guilt or innocence of the accused.

    Jüri, sanığın suçlu veya masum olduğuna karar vermekle görevlendirildi.

  3. The arbitrator’s decision to adjudicate in favor of the plaintiff was controversial.

    Hakemin davacı lehine yargılama kararı tartışmalıydı.

  4. The committee will adjudicate on the distribution of the funds.

    Komite, fonların dağıtımı konusunda karar verecek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.