Actualness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actualness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Actualness

Actualness means the quality or state of being current, existing in reality, or not imagined.

Here are 20 example sentences:

1. The actualness of the situation hit me hard.
   (Türkçe: Durumun gerçekliği beni sert bir şekilde vurdu.)

2. It’s important to focus on the actualness of the problem.
   (Türkçe: Problemin gerçekliğine odaklanmak önemlidir.)

3. The news report was praised for its actualness.
   (Türkçe: Haber raporu gerçekliği için övüldü.)

4. The actualness of the evidence was questioned in court.
   (Türkçe: Delillerin gerçekliği mahkemede sorgulandı.)

5. He wanted to experience the actualness of life.
   (Türkçe: Hayatın gerçekliğini deneyimlemek istedi.)

6. The actualness of the data was confirmed by multiple sources.
   (Türkçe: Verilerin gerçekliği birden fazla kaynak tarafından doğrulandı.)

7. The artist captured the actualness of the landscape in his painting.
   (Türkçe: Sanatçı, tablosunda manzaranın gerçekliğini yakaladı.)

8. The speaker emphasized the actualness of the issue.
   (Türkçe: Konunun gerçekliğine vurgu yapan konuşmacı.)

9. The actualness of the situation was overwhelming.
   (Türkçe: Durumun gerçekliği bunaltıcıydı.)

10. The actualness of the documentary was praised by critics.
    (Türkçe: Belgeselin gerçekliği eleştirmenler tarafından övüldü.)

11. The writer focused on the actualness of the characters in his novel.
    (Türkçe: Yazar romanında karakterlerin gerçekliğine odaklandı.)

12. The actualness of the experiment’s results was questioned by scientists.
    (Türkçe: Deneyin sonuçlarının gerçekliği bilim adamları tarafından sorgulandı.)

13. The news anchor emphasized the actualness of the breaking story.
    (Türkçe: Haber sunucusu, olayın gerçekliğine vurgu yaptı.)

14. The actualness of the situation made it difficult to ignore.
    (Türkçe: Durumun gerçekliği görmezden gelmeyi zorlaştırdı.)

15. The actualness of the photographs was disputed by some viewers.
    (Türkçe: Bazı izleyiciler fotoğrafların gerçekliğini tartıştı.)

16. The actualness of the account was confirmed by eyewitnesses.
    (Türkçe: Hesabın gerçekliği görgü tanıkları tarafından doğrulandı.)

17. The actualness of the movie’s plot was criticized by some reviewers.
    (Türkçe: Bazı eleştirmenler film senaryosunun gerçekliğini eleştirdi.)

18. The actualness of the news was verified by the journalist.
    (Türkçe: Haberin gerçekliği gazeteci tarafından doğrulandı.)

19. The actualness of the situation made it difficult to remain calm.

(Türkçe: Durumun gerçekliği sakin kalmayı zorlaştırdı.)

20. The actualness of the report was questioned by some experts.
    (Türkçe: Bazı uzmanlar raporun gerçekliğini sorguladı.)