Acquaint İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acquaint İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acquaint kelimesinin Türkçe anlamı:

Bilgi sahibi olmak, tanımak, aşina olmak

1. I need to acquaint myself with the new company policies. (Yeni şirket politikaları ile aşina olmam gerekiyor.)
2. She was not acquainted with the rules of the game. (Oyunun kurallarıyla tanışık değildi.)
3. Let me acquaint you with our team’s project. (Ekibimizin projesi hakkında seni bilgilendireyim.)
4. We need to acquaint the customers with our new product. (Müşterilerimizi yeni ürünümüzle tanıştırmamız gerekiyor.)
5. It takes time to acquaint oneself with a new environment. (Yeni bir ortama aşina olmak zaman alır.)
6. I am acquainted with his family. (Ailesiyle tanışığım.)
7. It’s important to acquaint yourself with the local culture when traveling. (Seyahat ederken yerel kültürle tanışmak önemlidir.)
8. He made an effort to acquaint himself with the history of the city. (Şehrin tarihini öğrenmek için çaba gösterdi.)
9. We need to acquaint the new employee with our company’s mission and vision. (Yeni çalışanımızı şirketimizin misyonu ve vizyonu ile tanıştırmamız gerekiyor.)
10. She was acquainted with the latest trends in fashion. (Modadaki son trendlerle aşina idi.)
11. Let me acquaint you with the features of our new software. (Yeni yazılımımızın özellikleri hakkında seni bilgilendireyim.)
12. It’s important to acquaint yourself with the safety procedures before starting a new job. (Yeni bir işe başlamadan önce güvenlik prosedürleriyle tanışmak önemlidir.)
13. The teacher took the time to acquaint herself with each student’s strengths and weaknesses. (Öğretmen her öğrencinin güçlü ve zayıf yönleriyle tanışmak için zaman ayırdı.)
14. He was not acquainted with the local customs and traditions. (Yerel gelenek ve göreneklerle tanışık değildi.)
15. Let me acquaint you with the different options available to you. (Sana sunulan farklı seçenekler hakkında seni bilgilendireyim.)
16. It’s important to acquaint yourself with the company culture before accepting a job offer. (İş teklifini kabul etmeden önce şirket kültürüyle tanışmak önemlidir.)
17. She made an effort to acquaint herself with the language and customs of the country before traveling there. (Seyahat etmeden önce ülkenin dil ve gelenekleriyle tanışmak için çaba gösterdi.)
18. We need to acquaint the new interns with

our company’s processes and procedures. (Yeni stajyerleri şirketimizin süreçleri ve prosedürleriyle tanıştırmamız gerekiyor.)
19. He was not acquainted with the technical aspects of the project. (Projenin teknik yönleriyle tanışık değildi.)

20. Let me acquaint you with the requirements for this job position. (Bu iş pozisyonunun gereklilikleri hakkında seni bilgilendireyim.)