Acidly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Acidly
Türkçe Anlamı: Asidik bir şekilde, keskin ve acımasızca.
- She acidly criticized his work, saying it was subpar.
O, işini asidik bir şekilde eleştirerek, onun vasat olduğunu söyledi. - The teacher acidly remarked that the students’ behavior was unacceptable.
Öğretmen öğrencilerin davranışlarının kabul edilemez olduğunu asidik bir şekilde belirtti. - He acidly replied to her insult.
O, onun hakaretine asidik bir şekilde cevap verdi. - The critic acidly reviewed the play, calling it amateurish.
Kritik, amatörce olduğunu söyleyerek, oyuna asidik bir şekilde bir inceleme yaptı. - She acidly commented on his fashion sense.
O, onun moda anlayışı hakkında asidik bir şekilde yorum yaptı. - He acidly rejected her proposal.
O, onun önerisini asidik bir şekilde reddetti. - The boss acidly reprimanded his employees for their tardiness.
Patron, çalışanlarının gecikmeleri nedeniyle asidik bir şekilde azarladı. - The customer acidly complained about the poor service.
Müşteri kötü hizmeti hakkında asidik bir şekilde şikayet etti. - She acidly criticized the restaurant’s food, saying it was tasteless.
O, lokantanın yemeğini tatsız olduğunu söyleyerek asidik bir şekilde eleştirdi. - The journalist acidly wrote about the politician’s corruption.
Gazeteci siyasetçinin yolsuzluğu hakkında asidik bir şekilde yazdı. - The coach acidly criticized his team’s performance, saying they lacked effort.
Koç takımının performansını eleştirerek, çaba eksikliği olduğunu söyledi. - The boss acidly reminded his employees about the upcoming deadline.
Patron, yaklaşan son tarihi hatırlatarak çalışanlarına asidik bir şekilde hatırlattı. - She acidly commented on his intelligence.
O, onun zekası hakkında asidik bir şekilde yorum yaptı. - The customer acidly criticized the store’s return policy.
Müşteri dükkanın iade politikasını asidik bir şekilde eleştirdi. - The teacher acidly reminded the students to turn in their homework.
Öğretmen ödevlerini teslim etmeleri konusunda öğrencilere asidik bir şekilde hatırlattı. - He acidly accused her of lying.
O, yalan söylemekle suçlayarak ona asidik bir
şekilde konuştu.
17. The manager acidly criticized his employee for making a mistake.
Yönetici çalışanını hatası nedeniyle asidik bir şekilde eleştirdi.
- She acidly rejected his advances.
O, onun yaklaşımlarını asidik bir şekilde reddetti. - The coach acidly yelled at his team for not following the game plan.
Koç takımın oyun planını takip etmediği için asidik bir şekilde bağırdı. - The reviewer acidly criticized the movie, calling it boring.
Eleştirmen sıkıcı olduğunu söyleyerek, filmi asidik bir şekilde eleştirdi.
Hemen Yorum Yaz