Accuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accuse

Accuse, birinin bir suç işlediğini iddia etmek veya suçlamak anlamına gelir.

1. The police accused him of stealing the car. (Polis, arabayı çalmakla suçladı.)
2. She accused him of cheating on the test. (O, sınavda kopya çekmekle suçladı.)
3. He was accused of being a liar. (O, yalancı olmakla suçlandı.)
4. The teacher accused the students of not studying for the exam. (Öğretmen, öğrencileri sınava çalışmamakla suçladı.)
5. The government accused the company of tax fraud. (Hükümet, şirketi vergi dolandırıcılığıyla suçladı.)
6. The boy was accused of breaking the window. (Çocuk, camı kırmakla suçlandı.)
7. She accused her husband of being unfaithful. (Kocasını sadakatsizlikle suçladı.)
8. He accused his boss of discrimination. (Patronunu ayrımcılıkla suçladı.)
9. The prosecutor accused the defendant of murder. (Savcı, sanığı cinayetle suçladı.)
10. She was accused of shoplifting. (O, dükkandan çalma suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.)
11. The opposition accused the government of corruption. (Muhalefet, hükümeti yolsuzlukla suçladı.)
12. He was accused of driving under the influence of alcohol. (O, alkollü araç kullanmakla suçlandı.)
13. The customer accused the waiter of overcharging. (Müşteri, garsonu fazla fiyatlandırmakla suçladı.)
14. She accused her friend of lying to her. (Arkadaşını kendisine yalan söylemekle suçladı.)
15. The company accused its competitor of stealing trade secrets. (Şirket, rakibini ticari sırları çalmakla suçladı.)
16. The victim accused the attacker of assault. (Kurban, saldırıyla suçladığı saldırgan hakkında şikayetçi oldu.)
17. He accused his neighbor of disturbing the peace. (Komşusunu huzuru bozmakla suçladı.)
18. The teacher accused the student of plagiarism. (Öğretmen, öğrenciyi intihalla suçladı.)
19. The coach accused the player of not following the game plan. (Antrenör, oyuncunun oyun planına uymadığını suçladı.)
20. The media accused the celebrity of drug use. (Medyalar, ünlüyü uyuşturucu kullanmakla suçladı.)

21. The employee accused the manager of harassment. (Çalışan, yöneticiyi tacizle suçladı.)
22. The parents accused the school of not providing a safe learning environment. (Ebeveynler, okulun güvenli bir öğrenme ortamı sağlamadığından şikayet ettiler.)
23. The opposition accused the ruling party of election fraud. (Muhalefet, iktidardaki partiyi seçim dolandırıcılığıyla suçladı.)
24. The landlord accused the tenant of property damage. (Ev sahibi, kiracısını mülk hasarından sorumlu tuttu.)
25. The client accused the lawyer of malpractice. (Müvekkil, avukatını meslek hatası yapmakla suçladı.)
26. The victim’s family accused the defendant of wrongful death. (Kurbanın ailesi, sanığı haksız ölümle suçladı.)
27. The witness accused the defendant of lying under oath. (Tanık, sanığın yemin altında yalan söylediğini iddia etti.)
28. The athlete accused the coach of physical abuse. (Sporcu, antrenörün fiziksel istismarından şikayetçi oldu.)
29. The restaurant owner accused the food critic of writing a biased review. (Restoran sahibi, yemek eleştirmenini taraflı bir yorum yazmakla suçladı.)
30. The employee accused the company of unfair treatment. (Çalışan, şirketi haksız davranmakla suçladı.)

Accuse (Negative Connotation)

Accuse kelimesi genellikle negatif bir anlam taşır. Bu nedenle, kullanırken dikkatli olmak ve başkalarını suçlamak yerine bir konuda belirli bir davranışı ele almayı tercih etmek daha iyidir.