Accurately İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accurately İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accurately (tam olarak)

Accurately means correctly or precisely, without any mistakes or errors.

Örnek cümleler:

1. She measured the ingredients accurately to make the perfect cake.
   (Tam miktarda malzemeleri ölçtü, mükemmel kek yapmak için.)

2. The architect drew the plans accurately, with every detail included.
   (Mimar, her ayrıntıyı içeren doğru bir şekilde planları çizdi.)

3. It’s important to read the instructions accurately before using the machine.
   (Makineyi kullanmadan önce talimatları doğru bir şekilde okumak önemlidir.)

4. The weather forecast predicted the storm accurately.
   (Hava tahmini fırtınayı doğru bir şekilde öngördü.)

5. The accountant calculated the expenses accurately, down to the last penny.
   (Muhasebeci, son kuruşuna kadar doğru bir şekilde harcamaları hesapladı.)

6. The historian researched and documented the events accurately.
   (Tarihçi, olayları doğru bir şekilde araştırdı ve belgeledi.)

7. The musician played the notes accurately, without any mistakes.
   (Müzisyen, hiçbir hata yapmadan notaları doğru bir şekilde çaldı.)

8. The teacher graded the exams accurately, according to the rubric.
   (Öğretmen, sınavları rubrikaya göre doğru bir şekilde notlandırdı.)

9. The translator translated the document accurately, conveying the meaning perfectly.
   (Çevirmen, belgeyi doğru bir şekilde tercüme etti ve anlamı mükemmel bir şekilde iletti.)

10. The athlete timed their performance accurately, beating their personal best.
    (Sporcu performansını doğru bir şekilde zamanladı ve kişisel rekorunu kırdı.)

11. The scientist recorded the data accurately, without any discrepancies.
    (Bilim adamı, herhangi bir tutarsızlık olmadan verileri doğru bir şekilde kaydetti.)

12. The tailor measured the customer’s dimensions accurately, ensuring a perfect fit.
    (Terzi, müşterinin ölçülerini doğru bir şekilde aldı ve mükemmel bir uyum sağladı.)

13. The lawyer presented the evidence accurately, building a strong case.
    (Avukat, kanıtları doğru bir şekilde sundu ve güçlü bir dava oluşturdu.)

14. The artist recreated the scene accurately, capturing every detail.
    (Sanatçı, her ayrıntıyı yakalayarak sahneyi doğru bir şekilde yeniden oluşturdu.)

15. The pilot navigated the plane accurately, arriving at the destination on time.
    (Pilot, uçağı doğru bir şekilde yönlendirdi ve varış noktasına zamanında vardı.)

16. The photographer captured the moment accurately, preserving the memory.
    (Fotografçı, anı doğru bir şekilde yakaladı ve hatırayı korudu.)

17. The journalist reported the news accurately, without any bias.
    (Gazeteci, haberleri taraflı olmadan doğru bir şekilde raporladı.)

18. The engineer designed the structure accurately, ensuring it was safe and stable.
    (Mühendis,

yapının güvenli ve stabil olduğundan emin olmak için doğru bir şekilde tasarladı.)

19. The salesperson entered the customer’s information accurately into the system.
    (Satış elemanı, müşterinin bilgilerini doğru bir şekilde sisteme girdi.)

20. The surgeon performed the operation accurately, saving the patient’s life.
    (Cerrah, ameliyatı doğru bir şekilde gerçekleştirdi ve hastanın hayatını kurtardı.)