Accompany İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accompany İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Accompany

Türkçe Anlamı: eşlik etmek, refakat etmek

1. She asked her best friend to accompany her to the concert.
   Türkçesi: Konserde yanına gitmesi için en yakın arkadaşını sordu.
2. The CEO was accompanied by her assistant on the business trip.
   Türkçesi: CEO iş gezisinde asistanı tarafından refakat edildi.
3. He always liked to accompany his mother to the grocery store.
   Türkçesi: Her zaman annesini markete eşlik etmekten hoşlanırdı.
4. The tour guide will accompany the group to the historical sites.
   Türkçesi: Tur rehberi grupla tarihi yerlere eşlik edecek.
5. She asked her brother to accompany her to the doctor’s appointment.
   Türkçesi: Doktor randevusuna gitmek için kardeşinden refakat etmesini istedi.
6. The musician will be accompanied by a pianist during the performance.
   Türkçesi: Müzisyen performans sırasında bir piyanist tarafından eşlik edilecek.
7. The police officer will accompany the witness to the courthouse.
   Türkçesi: Polis memuru tanığın adliyeye gitmesine eşlik edecek.
8. He didn’t want to go to the party alone, so he asked his roommate to accompany him.
   Türkçesi: Partiye yalnız gitmek istemedi, bu yüzden ev arkadaşından refakat etmesini istedi.
9. The doctor will accompany the patient to the MRI room.
   Türkçesi: Doktor hastayı MR odasına eşlik edecek.
10. The teacher asked the parents to accompany their children on the field trip.
    Türkçesi: Öğretmen velilerden çocuklarının geziye eşlik etmesini istedi.
11. The tour guide will accompany the group on the hiking trail.
    Türkçesi: Tur rehberi grupla yürüyüş parkurunda eşlik edecek.
12. She always accompanies her grandmother to church on Sundays.
    Türkçesi: Her zaman büyükannesini pazar günleri kiliseye eşlik eder.
13. The bodyguard will accompany the celebrity to the movie premiere.
    Türkçesi: Güvenlik görevlisi ünlüyü film galasına eşlik edecek.
14. The parent-teacher conference allows parents to accompany their child to school.
    Türkçesi: Veli-öğretmen toplantısı velilerin çocuklarına okula eşlik etmesine izin verir.
15. The nurse will accompany the

patient to the examination room for their check-up.
Türkçesi: Hemşire hastayı muayene odasına kontrol için eşlik edecek.

16. The police officer will accompany the suspect to the interrogation room.
    Türkçesi: Polis memuru şüpheliyi sorgu odasına eşlik edecek.
17. The company hired a translator to accompany the foreign clients during the meeting.
    Türkçesi: Şirket toplantı sırasında yabancı müşterilerin yanında bir tercümanın eşlik etmesini istedi.
18. The bride’s father will accompany her down the aisle during the wedding ceremony.
    Türkçesi: Gelinin babası düğün töreni sırasında ona koridor boyunca eşlik edecek.
19. The teacher asked the class to accompany him on a field trip to the zoo.
    Türkçesi: Öğretmen sınıfa hayvanat bahçesine bir geziye eşlik etmelerini istedi.
20. The tour guide will accompany the group to the airport at the end of the trip.
    Türkçesi: Tur rehberi gezinin sonunda grupla birlikte havaalanına eşlik edecek.