Acclimatize-Acclimate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acclimatize-Acclimate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Acclimatize-Acclimate Nedir?

İki kelime de hava koşulları, yükseklik veya çevresel koşullar gibi bir ortama alışmak veya uyum sağlamak anlamına gelir. “Acclimatize” genellikle Britanya İngilizcesinde kullanılırken, “acclimate” Amerikan İngilizcesinde daha yaygındır.

Örnek Cümleler:

  1. It took me a few days to acclimatize to the hot weather. (Sıcak havaya alışmak birkaç günümü aldı.)
  2. The climbers had to acclimate themselves to the high altitude before attempting the summit. (Tırmanışçılar, zirveye çıkmadan önce yüksek irtifaya uyum sağlamak zorunda kaldılar.)
  3. The new employee struggled to acclimate to the fast-paced work environment. (Yeni çalışan, hızlı tempolu iş ortamına uyum sağlamakta zorlandı.)
  4. I find it difficult to acclimate to the time difference when traveling to a new country. (Yeni bir ülkeye seyahat ettiğimde zaman farkına uyum sağlamakta zorlanıyorum.)
  5. It’s important to acclimatize yourself to the culture of the country you’re visiting. (Ziyaret ettiğiniz ülkenin kültürüne uyum sağlamak önemlidir.)
  6. The team needs time to acclimate to their new coach’s tactics. (Takımın yeni antrenörünün taktiklerine uyum sağlamak için zaman gerekiyor.)
  7. I had to acclimate to living alone after my roommate moved out. (Oda arkadaşım taşındıktan sonra yalnız yaşamaya alışmak zorunda kaldım.)
  8. It’s important for animals to acclimate to their new habitat to ensure their survival. (Hayvanların hayatta kalması için yeni yaşam alanlarına uyum sağlamaları önemlidir.)
  9. We had to acclimate our new puppy to being around other dogs. (Yeni yavrumuzu diğer köpeklerle bir arada olmaya uyum sağlamak zorunda kaldık.)
  10. It may take some time to acclimate to using a new computer program. (Yeni bir bilgisayar programını kullanmaya uyum sağlamak biraz zaman alabilir.)
  11. It’s important to acclimate your body to exercise gradually to avoid injury. (Sakatlanmaları önlemek için vücudunuzu egzersize yavaş yavaş uyum sağlamaya alıştırmak önemlidir.)
  12. I had to acclimate my taste buds to spicy food when I moved to India. (Hindistan’a taşındığımda, baharatlı yemeklere tadım damaklarımı uyum sağlamak zorunda kaldım.)
  13. The new student had to acclimate to the school’s rules and routines. (Yeni öğrenci, okulun kurallarına ve rutinlerine uyum sağlamak zorundaydı.)
  14. The baby needed time to acclimate to being away from her mother. (Bebek, annesinden ayrı

kalmaya uyum sağlamak için zaman gerekiyordu.)
15. It’s important to acclimate yourself to using public transportation when traveling to a new city. (Yeni bir şehre seyahat ederken toplu taşımayı kullanmaya uyum sağlamak önemlidir.)

  1. The athlete needed time to acclimate to the high altitude before the competition. (Sporcu, yarışmadan önce yüksek irtifaya uyum sağlamak için zaman gerekiyordu.)
  2. It can be difficult to acclimate to a new job with different expectations and responsibilities. (Farklı beklentiler ve sorumluluklar olan yeni bir işe uyum sağlamak zor olabilir.)
  3. The tourists struggled to acclimate to the language barrier in the foreign country. (Turistler, yabancı ülkedeki dil bariyerine uyum sağlamakta zorlandılar.)
  4. The plant needed time to acclimate to the new soil and climate after being transplanted. (Bitki, nakledildikten sonra yeni toprağa ve iklim koşullarına uyum sağlamak için zaman gerekiyordu.)
  5. The soldier had to acclimate to the harsh conditions of the desert before deployment. (Asker, görevlendirilmeden önce çölün sert koşullarına uyum sağlamak zorundaydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.