Absurdity-Absurdness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Absurdity-Absurdness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Absurdity-Absurdness Nedir?

Absurdity ve absurdness kelimeleri, anlamsız, mantıksız ve saçma bir durumu ifade eder. Bu kelimeler, bireylerin düşüncelerinde, fikirlerinde veya davranışlarında bulunan gariplikleri ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The absurdity of the situation was impossible to ignore.
    (Durumun saçmalığı görmezden gelinemezdi.)
  2. His ideas were filled with absurdness, making them difficult to take seriously.
    (Fikirleri saçmalıklarla doluydu, bu da onları ciddiye almamızı zorlaştırdı.)
  3. The absurdity of the conspiracy theories made me laugh.
    (Komplonun teorilerinin saçmalığı beni güldürdü.)
  4. The absurdness of the magician’s tricks left the audience amazed.
    (Sihirbazın numaralarının saçmalığı, seyircileri şaşırttı.)
  5. The absurdity of the new law caused widespread protest.
    (Yeni yasanın saçmalığı geniş çaplı protestolara neden oldu.)
  6. His argument was filled with absurdness and had no basis in reality.
    (Onun argümanları saçmalıklarla doluydu ve gerçeklik temeline dayanmıyordu.)
  7. The absurdness of the joke left everyone laughing.
    (Şakanın saçmalığı herkesi güldürdü.)
  8. The absurdity of the situation left me feeling hopeless.
    (Durumun saçmalığı beni umutsuz hissettirdi.)
  9. The absurdness of his behavior was difficult to understand.
    (Davranışlarının saçmalığı anlamak zordu.)
  10. The absurdity of the plot made the movie difficult to watch.
    (Hikayenin saçmalığı filmi izlemeyi zorlaştırdı.)
  11. The absurdness of the fashion trend left me confused.
    (Moda trendinin saçmalığı beni şaşırttı.)
  12. The absurdity of the situation made me question my own sanity.
    (Durumun saçmalığı, kendi akıl sağlığıma şüpheyle bakmama neden oldu.)
  13. The absurdness of the advertisement left me rolling my eyes.
    (
  1. The absurdity of the art exhibit left me wondering what the artist was thinking.
    (Sanat sergisinin saçmalığı, sanatçının ne düşündüğünü merak etmeme neden oldu.)
  2. The absurdness of the game’s rules made it difficult to play.
    (Oyunun kurallarının saçmalığı, oynamayı zorlaştırdı.)
  3. The absurdity of the company’s policies led to high employee turnover.
    (Şirketin politikalarının saçmalığı, yüksek çalışan devir oranına neden oldu.)
  4. The absurdness of the politician’s promises left voters skeptical.
    (Politikacının vaatlerinin saçmalığı, seçmenleri kuşkulu bıraktı.)
  5. The absurdity of the conspiracy theory made it difficult to take seriously.
    (Komplonun teorisinin saçmalığı, ciddiye almayı zorlaştırdı.)
  6. The absurdness of the situation left me feeling frustrated.
    (Durumun saçmalığı beni hayal kırıklığına uğrattı.)
  7. The absurdity of the teacher’s grading system left students feeling helpless.
    (Öğretmenin notlandırma sisteminin saçmalığı, öğrencileri çaresiz hissettirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.