Absurdity-Absurdness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Absurdity-Absurdness Nedir?
Absurdity ve absurdness kelimeleri, anlamsız, mantıksız ve saçma bir durumu ifade eder. Bu kelimeler, bireylerin düşüncelerinde, fikirlerinde veya davranışlarında bulunan gariplikleri ifade etmek için kullanılır.
Örnek cümleler:
- The absurdity of the situation was impossible to ignore.
(Durumun saçmalığı görmezden gelinemezdi.) - His ideas were filled with absurdness, making them difficult to take seriously.
(Fikirleri saçmalıklarla doluydu, bu da onları ciddiye almamızı zorlaştırdı.) - The absurdity of the conspiracy theories made me laugh.
(Komplonun teorilerinin saçmalığı beni güldürdü.) - The absurdness of the magician’s tricks left the audience amazed.
(Sihirbazın numaralarının saçmalığı, seyircileri şaşırttı.) - The absurdity of the new law caused widespread protest.
(Yeni yasanın saçmalığı geniş çaplı protestolara neden oldu.) - His argument was filled with absurdness and had no basis in reality.
(Onun argümanları saçmalıklarla doluydu ve gerçeklik temeline dayanmıyordu.) - The absurdness of the joke left everyone laughing.
(Şakanın saçmalığı herkesi güldürdü.) - The absurdity of the situation left me feeling hopeless.
(Durumun saçmalığı beni umutsuz hissettirdi.) - The absurdness of his behavior was difficult to understand.
(Davranışlarının saçmalığı anlamak zordu.) - The absurdity of the plot made the movie difficult to watch.
(Hikayenin saçmalığı filmi izlemeyi zorlaştırdı.) - The absurdness of the fashion trend left me confused.
(Moda trendinin saçmalığı beni şaşırttı.) - The absurdity of the situation made me question my own sanity.
(Durumun saçmalığı, kendi akıl sağlığıma şüpheyle bakmama neden oldu.) - The absurdness of the advertisement left me rolling my eyes.
(
- The absurdity of the art exhibit left me wondering what the artist was thinking.
(Sanat sergisinin saçmalığı, sanatçının ne düşündüğünü merak etmeme neden oldu.) - The absurdness of the game’s rules made it difficult to play.
(Oyunun kurallarının saçmalığı, oynamayı zorlaştırdı.) - The absurdity of the company’s policies led to high employee turnover.
(Şirketin politikalarının saçmalığı, yüksek çalışan devir oranına neden oldu.) - The absurdness of the politician’s promises left voters skeptical.
(Politikacının vaatlerinin saçmalığı, seçmenleri kuşkulu bıraktı.) - The absurdity of the conspiracy theory made it difficult to take seriously.
(Komplonun teorisinin saçmalığı, ciddiye almayı zorlaştırdı.) - The absurdness of the situation left me feeling frustrated.
(Durumun saçmalığı beni hayal kırıklığına uğrattı.) - The absurdity of the teacher’s grading system left students feeling helpless.
(Öğretmenin notlandırma sisteminin saçmalığı, öğrencileri çaresiz hissettirdi.)
Hemen Yorum Yaz