Absolution İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Absolution (Bağışlanma) Nedir?
Absolution, bir suçtan dolayı yapılan kefaret ve pişmanlık sonrasında, birinin günahlarından arınma veya bağışlanma sürecidir.
Örnek Cümleler:
- The priest granted absolution to the penitent. (Rahip, tövbeliye bağışlama verdi.)
- The prisoner asked for absolution before his execution. (Mahkum, idamından önce bağışlanma istedi.)
- She sought absolution from her father after breaking his favorite vase. (O, babasından en sevdiği vazoyu kırdıktan sonra bağışlanma aradı.)
- The pope has the power to grant absolution to sinners. (Papa, günahkarlara bağışlama verme gücüne sahiptir.)
- He felt a sense of absolution after confessing his wrongdoing to his boss. (Patronuna yanlış davrandığını itiraf ettikten sonra bir bağışlanma hissi duydu.)
- The young man hoped to receive absolution from the judge after pleading guilty. (Genç adam, suçlu olduğunu itiraf ettikten sonra hakimden bağışlanma almayı umdu.)
- The priest reminded the congregation of the importance of absolution in their faith. (Rahip, topluluğa inançlarında bağışlamanın önemini hatırlattı.)
- Her act of kindness felt like a form of absolution for her past mistakes. (Geçmiş hatalarına karşı bir bağışlanma biçimi gibi gelen iyilik hareketi.)
- The prisoner’s request for absolution was denied by the warden. (Mahkumun bağışlanma talebi, müdür tarafından reddedildi.)
- The therapist encouraged her patient to seek absolution through meditation and self-reflection. (Terapist, hastasını meditasyon ve kendini değerlendirme yoluyla bağışlanma aramaya teşvik etti.)
- The concept of absolution is central to the Christian faith. (Bağışlamanın kavramı, Hristiyan inancı için merkezi bir konumdadır.)
- The young woman felt a sense of absolution after finally apologizing to her friend for a past argument. (Geçmişteki bir tartışma için sonunda arkadaşına özür diledikten sonra genç kadın, bir bağışlanma hissi duydu.)
- =”color:blue”>The priest listened to the man’s confession and then offered absolution. (Rahip, adamın itirafını dinledikten sonra bağışlama teklif etti.)
- She sought absolution from her family after lying to them about her whereabouts. (Ailesinden, nerede olduğu hakkında yalan söyledikten sonra bağışlanma aradı.)
- The convicted criminal hoped to find absolution through community service. (Mahkum suçlu, topluluk hizmeti yoluyla bağışlanma umdu.)
- The religious ceremony offered a chance for the attendees to seek absolution for their sins. (Dini tören, katılımcıların günahlarından bağışlanma aramaları için bir fırsat sundu.)
- She felt a sense of absolution after finally forgiving herself for a past mistake. (Geçmişte yaptığı bir hatayı sonunda kendisine affettikten sonra bir bağışlanma hissi duydu.)
- The politician’s apology was met with skepticism, as many doubted his sincerity and sought absolution for his actions. (Politikacının özrü, birçok kişi tarafından samimiyetsiz bulunarak, eylemleri için bağışlanma arandı.)
- The priest explained the process of absolution to the new members of the church. (Rahip, kilisenin yeni üyelerine bağışlama sürecini açıkladı.)
- The man’s sense of guilt was alleviated after seeking absolution from his family. (Adamın suçluluk duygusu, ailesinden bağışlama aradıktan sonra azalmıştı.)
- The act of confession is often seen as a necessary step towards absolution. (İtiraf etme eylemi, genellikle bağışlamaya giden gerekli bir adım olarak görülür.)
Hemen Yorum Yaz