Abominable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abominable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abominable

Abominable kelimesinin Türkçe anlamı: iğrenç, tiksindirici, nefret uyandırıcı

1. The abominable smell coming from the garbage can made me feel sick. (Çöp kutusundan gelen iğrenç koku beni hasta etti.)
2. The abominable conditions of the prison were exposed by the media. (Cezaevinin tiksindirici koşulları medya tarafından açığa çıkarıldı.)
3. The abominable actions of the dictator sparked outrage among the people. (Diktatörün nefret uyandırıcı eylemleri halk arasında öfke uyandırdı.)
4. The abominable treatment of the animals in the circus led to protests. (Sirkte hayvanların tiksindirici muamelesi protestolara neden oldu.)
5. The abominable crime committed by the serial killer shocked the whole country. (Seri katilin işlediği iğrenç suç tüm ülkeyi şoke etti.)
6. The abominable conditions in the sweatshops were exposed by the human rights organizations. (Sıkıntılı iş koşulları insan hakları örgütleri tarafından açığa çıkarıldı.)
7. The abominable behavior of the bullies caused distress among the students. (Zorbaların tiksindirici davranışları öğrenciler arasında üzüntüye neden oldu.)
8. The abominable neglect of the elderly in the nursing home was uncovered by the investigators. (Bakımevinde yaşlıların tiksindirici ihmal edilmesi araştırmacılar tarafından ortaya çıkarıldı.)
9. The abominable pollution of the river caused the death of many fish. (Nehirdeki iğrenç kirlilik birçok balığın ölümüne neden oldu.)
10. The abominable racism of some politicians was criticized by the public. (Bazı siyasetçilerin nefret uyandırıcı ırkçılığı halk tarafından eleştirildi.)
11. The abominable noise coming from the construction site disturbed the neighborhood. (İnşaat alanından gelen iğrenç gürültü mahalleyi rahatsız etti.)
12. The abominable taste of the food made me lose my appetite. (Yemekteki iğrenç tat iştahımı kaybettirdi.)
13. The abominable hygiene conditions in the restaurant led to its closure. (Restorandaki iğrenç hijyen koşulları kapanmasına neden oldu.)
14. The abominable treatment of the refugees at the border caused an international outcry. (Sınırda mültecilerin tiksindirici muamelesi uluslararası bir tepkiye neden oldu.)
15. The abominable attitude of the teacher towards the students caused them to lose respect for him. (Öğretmenin öğrencilere karşı tiksindirici tavrı onlarda saygı kaybına neden oldu.)
16. The abominable conditions in the coal mines led to many accidents. (Kömür madenlerindeki tiksindirici koşullar birçok kazaya neden oldu.)

17. The abominable behavior of the guests at the hotel caused other guests to complain. (Oteldeki misafirlerin tiksindirici davranışları diğer misafirlerin şikayet etmesine neden oldu.)
18. The abominable state of the public toilets was a source of embarrassment for the city. (Açık hava tuvaletlerinin iğrenç durumu şehir için utanç vericiydi.)
19. The abominable lies of the politician were exposed by the media. (Politikacının iğrenç yalanları medya tarafından açığa çıkarıldı.)
20. The abominable conditions of the factory workers were a violation of their human rights. (Fabrika işçilerinin tiksindirici koşulları insan hakları ihlaliydi.)

(Turkish translations are in bold and red)