Abhorrent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abhorrent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Abhorrent Kelimesi

Abhorrent, hoşa gitmeyen, tiksindirici, iğrenç anlamlarına gelir.

1. The way he treats his employees is simply abhorrent. (İşçilerine davranma şekli tamamen iğrenç.)
2. The idea of animal cruelty is abhorrent to me. (Hayvan işkencesi fikri benim için tiksindiricidir.)
3. The conditions in that prison were abhorrent. (O hapishanede koşullar iğrençti.)
4. Racism in any form is abhorrent. (Herhangi bir şekilde ırkçılık tiksindiricidir.)
5. The abhorrent smell coming from the dumpster was unbearable. (Çöp kutusundan gelen iğrenç koku dayanılmazdı.)
6. The thought of cheating on my partner is abhorrent. (Partnerimi aldatma düşüncesi tiksindirici.)
7. The abhorrent behavior of the dictator led to an uprising. (Diktatörün iğrenç davranışı bir ayaklanmaya yol açtı.)
8. The abhorrent display of wealth made me sick. (Zenginliğin iğrenç bir şekilde sergilenmesi beni hasta etti.)
9. The abhorrent act of violence left everyone in shock. (Şiddetin iğrenç eylemi herkesi şoke etti.)
10. The abhorrent language he used was completely unacceptable. (Kullandığı iğrenç dil tamamen kabul edilemezdi.)
11. The abhorrent conditions in the refugee camps need to be addressed immediately. (Mülteci kamplarındaki iğrenç koşullar hemen ele alınmalı.)
12. The abhorrent treatment of women in that country is a violation of human rights. (O ülkedeki kadınlara yönelik iğrenç muamele insan haklarının ihlalidir.)
13. The abhorrent smell of the polluted river made me sick. (Kirlenmiş nehrin iğrenç kokusu beni hasta etti.)
14. The abhorrent taste of the food made me gag. (Yemekteki iğrenç tat beni bayılttı.)
15. The abhorrent practice of child labor should be banned. (Çocuk işçiliğinin iğrenç uygulaması yasaklanmalıdır.)
16. The abhorrent attitude of the boss towards his employees caused a strike. (Patronun işçilere karşı iğrenç tutumu bir greve neden oldu.)
17. The abhorrent sight of the wounded animals was heart-wrenching.

18. The abhorrent noise coming from the construction site was disturbing the entire neighborhood. (İnşaat alanından gelen iğrenç gürültü tüm mahalleyi rahatsız ediyordu.)
19. The abhorrent actions of the corrupt officials were exposed by the media. (Yolsuz yetkililerin iğrenç eylemleri medya tarafından açığa çıkarıldı.)
20. The abhorrent behavior of the bully towards his classmates was unacceptable. (Zorbaya karşı sınıf arkadaşlarına karşı gösterilen iğrenç davranış kabul edilemezdi.)