Slot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Slot İle İlgili Cümleler
Anlam: Slot, bir yuvaya veya deliğe uygun olarak sığacak bir nesneyi tanımlar.
- I need to find a slot for my USB drive. (USB sürücüm için bir yuva bulmam gerekiyor.)
- She found a slot to put her phone in the car. (Arabada telefonunu koyacak bir delik buldu.)
- He managed to get a slot for the concert. (Konsere bir yer bulmayı başardı.)
- Please put your parking ticket in the slot. (Lütfen park etme bileti yuvaya koyun.)
- The casino had many slot machines. (Kumarhanede birçok slot makinesi vardı.)
- The computer has a slot for an SD card. (Bilgisayarın SD kartı için bir yuvası var.)
- She booked a slot for her appointment at the dentist. (Dişçide randevusu için bir zaman dilimi ayırdı.)
- He grabbed the last slot in the parking lot. (Otoparkta son yeri kaparak park etti.)
- There is a time slot available at 2 pm. (Saat 2’de uygun bir zaman dilimi var.)
- The cashier put the coins in the slot of the cash register. (Kasiyer, paraları para makinesinin yuvasına koydu.)
- The airplane has a slot for luggage above the seats. (Uçakta, koltukların üstündeki bagaj için bir yuva var.)
- The mail slot in the door was too small for the package. (Kapıdaki posta yuvası, paket için çok küçüktü.)
- He won a jackpot on a slot machine. (Bir slot makinesinde jackpot kazandı.)
- The vending machine wouldn’t accept my money in the slot. (Otomatik satış makinesi, paramı yuvada kabul etmedi.)
- She put her credit card in the slot to pay for the gas. (Benzin için ödeme yapmak için kredi kartını yuvaya koydu.)
- The teacher opened the slot on the classroom door to collect the homework. (Öğretmen, ödevleri toplamak için sınıf kapısındaki yuvayı açtı.)
- The book has a slot on the spine for a bookmark. (Kitabın sırtında bir ayraç için bir yuva var.)
- The museum had a slot for donations. (Müzedeki bağışlar için bir yuva vardı.)
- She won the last slot in the marathon. (Maratonda son yeri kazandı.)
- The car has a slot for the key in the dashboard. (Arabanın ön panelinde anahtar için bir yuvası var.)
Anlam: Slot, ayrılmış bir zaman dilimi veya görevi tanımlamak için kullanılır.
- I have a slot for a meeting at 11 am. (Saat 11’de bir toplantı için zaman ayırdım.)
- She has a slot for yoga class in the evening. (Akşam yoga dersi için bir zaman dilimi var.)
- The television channel has a prime-time slot for its popular show. (Televizyon kanalı, popüler programı için prime-time bir zaman dilimi ayırdı.)
- He booked a time slot for his driving test. (Sürüş testi için bir zaman dilimi ayırdı.)
- The company has a slot for employee training every month. (Şirket, her ay çalışan eğitimi için bir zaman dilimi ayırdı.)
- She had a slot for a haircut appointment on Saturday. (Cumartesi günü saç kesimi randevusu için bir zaman dilimi vardı.)
- The conference had a slot for a keynote speaker. (Konferansta bir ana konuşmacı için bir zaman dilimi ayrıldı.)
- He reserved a slot for a tour of the museum. (Müzeyi gezmek için bir zaman dilimi ayırttı.)
- There is a slot for a coffee break during the meeting. (Toplantı sırasında kahve molası için bir zaman dilimi var.)
- The restaurant has a lunchtime slot for a special menu. (Restoranda özel bir menü için öğle yemeği zaman dilimi ayrıldı.)
- She has a slot for volunteer work on the weekends. (Hafta sonları gönüllü çalışma için bir zaman dilimi var.)
- The theater has a matinee slot for its shows on Saturdays. (Tiyatro, cumartesi günleri gösterileri için matine zaman dilimi ayırdı.)
- He signed up for a time slot to use the gym equipment. (Spor salonu ekipmanlarını kullanmak için bir zaman dilimi için kaydoldu.)
- The school has a slot for parent-teacher conferences. (Okulda veli-öğretmen toplantıları için bir zaman dilimi var.)
- She had a slot for a music lesson every Tuesday. (Her Salı müzik dersi için bir zaman dilimi vardı.)
- The radio station has a prime-time slot for its popular show. (Radyo istasyonu, popüler programı için prime-time bir zaman dilimi ayırdı.)
- He reserved a slot for a workshop on photography. (Fotoğrafçılık atölyesi için bir zaman dilimi ayırttı.)
- The library has a slot for a book club meeting once a month. (Kütüphane, ayda bir kez kitap kulübü toplantısı için bir zaman dilimi ayırdı.)
- She has a slot for her therapy session on Thursdays. (Perşembe günleri terapi seansı için bir zaman dilimi var.)
- The conference had a slot for a panel discussion on climate change. (Konferansta iklim değişikliği konulu bir panel tartışması için bir zaman dilimi ayrıldı.)
Hemen Yorum Yaz