Göç Destanının Edebiyat Tarihinde Önemi Nedir

Göç Destanının Türk Edebiyatındaki Yeri, Göç Destanının Edebiyat Tarihinde Önemi Nedir

İslamiyet Öncesi Türk Destanlarından bir tanesi olan Göç Destanı Uygurlara ait olan bir destandır. Destanın temel konusu Uygurların milli birlikteliğini sağlayan tılsımın yok olması ve bunun sonucunda da Uygurların güneybatı yönünde göç etmeye başlamalarıdır. Uygur Destanı bize Uygurların yaşayışı ve tarihi hakkında bilgi vermektedir. Ayrıca bu destan Türk edebiyatının Doğal destanları içerisinde yer almaktadır. Bu destanlar milli kültürümüzü zenginleştiren ve geçmiş devletlerin yaşantısı ile tarihi hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan eserlerdir. Göç destanı da diğer doğal Türk destanları gibi bu amaca hizmet etmiş olan destanlardan bir tanesidir.

Göç Destanının konusu şu şekildedir:

Uygurların yaşadığı yerde bulunan Hulin Dağından Tuğla ve Selenge nehirleri akmaktaydı. Orada bulunan bir ağaç bir gece gökyüzünden inen bir ışık ile nurlandı. Bu ağacın gövesi dokuz ay on gün boyunca şiş durdu ve bu süre dolunca ağacın içinden beş çocuk çıktı. Bu beş çocuktan Yuluğ Tigin ülkeye hükümdar oldu. Savaşlara son vermek isteyen babası Yuluğ Tigin’i Çinli bir prenses ile evlendirmek istedi. Çinliler bunun üzerine Uygurlardan Kutlu Dağ adlı kayayı talep ettiler. Bu kayanın verilmesi ile birlikte Uygurların ülkesinde kuraklık başladı ve Uygurlar vatanlarını bırakıp göç etmek zorunda kaldılar.

Göç Destanının Konusu Hakkında Görüşlerinizi Aşağıdan Hemen Paylaşabilirsiniz

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.