Yon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Yon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Yon

Türkçe anlamı: Yön belirleyen işaret veya işaretçi

1. We followed the direction signs to reach the beach. (Plajı bulmak için yön işaretlerini takip ettik.)
2. The arrow on the map shows the direction of the wind. (Haritadaki ok rüzgarın yönünü gösteriyor.)
3. Please pay attention to the signpost for the right direction. (Doğru yönde gitmek için işaret levhasına dikkat edin.)
4. The compass always indicates the north direction. (Pusula her zaman kuzey yönünü gösterir.)
5. The hiker was lost and had no sense of direction. (Yürüyüşçü kaybolmuştu ve hiçbir yön duygusu yoktu.)
6. I asked for directions from a passerby on the street. (Sokakta birisine yön tarifi sordum.)
7. She pointed to the east direction and said the sunrise was beautiful. (Doğu yönünü işaret etti ve güneşin doğuşunun güzel olduğunu söyledi.)
8. You need to turn left at the next junction to go in the right direction. (Doğru yönde gitmek için bir sonraki kavşakta sola dönmeniz gerekiyor.)
9. The traffic signs help drivers to follow the correct directions. (Trafik işaretleri sürücülere doğru yönlere uymalarına yardımcı olur.)
10. The guidebook gave us useful information about the directions in the city. (Rehber kitap şehirdeki yönlere dair bize yararlı bilgi verdi.)
11. She pointed her finger to the north direction and told me where the lake was. (Parmaklarıyla kuzey yönünü işaret ederek gölün nerede olduğunu söyledi.)
12. I am not familiar with this area, so I need someone to give me directions. (Bu bölgeyi tanımıyorum, bu yüzden bana yön tarifi verecek birine ihtiyacım var.)
13. The arrow on the compass kept spinning, so I couldn’t find the right direction. (Pusuladaki ok sürekli dönüyordu, bu yüzden doğru yöne gidemedim.)
14. The lighthouse is a useful direction indicator for sailors at sea. (Fener denizdeki denizciler için yararlı bir yön göstergesidir.)
15. The road signs are written in different languages to help tourists find their way. (Yol işaretleri, turistlerin yönlerini bulmalarına yardımcı olmak için farklı dillerde yazılmıştır.)
16. The map shows the direction of the river flow. (Harita nehir akışının yönünü gösterir.)
17. I followed my instincts and took the direction that felt right to me. (İçgüdülerimi takip ettim ve kendime doğru hissettiren yöne gittim.)
18. The GPS navigation system provides accurate directions for drivers. (GPS navigasyon sistemi sürücüler için doğru yönlendirmeler sağlar.)
19. The road was under construction, so we had to ask for directions several times. (Y

20. The hiker used a map and a compass to find the direction of the mountain trail. (Yürüyüşçü dağ patikasının yönünü bulmak için harita ve pusula kullandı.)

Türkçe Karşılığı

• yön, istikamet, yön gösteren işaret, işaretçi