Yoke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Yoke İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Yoke, hayvanların boynuna takılan ağır bir alettir ve hayvanların çekme işlerinde kullanılır.
- The yoke was too heavy for the oxen to carry. (Yoke, öküzlerin taşıyamayacağı kadar ağırdı.)
- My grandfather used to plow the fields with a yoke of oxen. (Dedem tarlaları bir çift öküzle sürerdi.)
- The farmer put the yoke on the cow’s neck. (Çiftçi, ineğin boynuna yoke takmış.)
- The yoke is made of wood and iron. (Yoke, tahta ve demirden yapılmıştır.)
- The yoke broke and the oxen ran away. (Yoke kırıldı ve öküzler kaçtı.)
- The yoke is used to distribute the load evenly between two animals. (Yoke, yükü iki hayvan arasında eşit olarak dağıtmak için kullanılır.)
- The farmer hitched the plow to the yoke. (Çiftçi, sabanı yoke bağladı.)
- The yoke is uncomfortable for the animals, but necessary for the work. (Yoke, hayvanlar için rahatsız edici olsa da iş için gereklidir.)
- The yoke creaked as the oxen pulled the cart. (Öküzler arabayı çekerken yoke gıcırdadı.)
- The yoke is adjustable to fit different sizes of animals. (Yoke, farklı hayvan boyutlarına uyacak şekilde ayarlanabilir.)
- The yoke was adorned with intricate carvings. (Yoke, karmaşık oymalarla süslenmişti.)
- The yoke is an ancient tool used for farming. (Yoke, tarımda kullanılan eski bir araçtır.)
- The yoke dug into the animal’s neck, causing discomfort. (Yoke, hayvanın boynuna gömüldü ve rahatsızlık yarattı.)
- The yoke is essential for heavy-duty farm work. (Yoke, ağır tarım işleri için önemlidir.)
- The oxen pulled the cart with ease, thanks to the yoke. (Öküzler, yoke sayesinde arabayı kolayca çekti.)
- The yoke was used in ancient times to carry heavy loads. (Yoke, eski çağlarda ağır yükleri taşımak için kullanılmıştır.)
- The yoke was removed from the animal’s neck after
the work was done. (İş bittikten sonra yoke hayvanın boynundan çıkarıldı.)
18. The yoke is a symbol of hard work and dedication. (Yoke, zor iş ve özverinin simgesidir.)
- The farmer adjusted the yoke to fit the cow’s neck. (Çiftçi, yoke’u inek boynuna uyacak şekilde ayarladı.)
- The yoke is a traditional tool still used in many parts of the world. (Yoke, hala dünyanın birçok yerinde kullanılan geleneksel bir araçtır.)
Dün okulda yoke kullandığımız için omuzlarım çok ağrıdı. (Yesterday my shoulders hurt a lot because we used yoke at school.)
Yoke, hayvanların çift çekmesi için kullanılan bir alet. (Yoke is a tool used for animals to pull together.)
Bu yazı gerçekten harika, çok bilgilendiriciydi. Ödevimde kullanarak sınıfımın diğer öğrencilerinden öne çıktım. (This article was really great and informative. I stood out from the other students in my class by using it in my assignment.)
Diğer ziyaretçilerin de okumasını öneririm, kesinlikle faydalı olacaktır. (I recommend other visitors to read it too, it will definitely be helpful.)
Bu yazı sayesinde yoke hakkında çok şey öğrendim ve artık okulumuzun en başarılı öğrencisi olduğumu düşünüyorum. (Thanks to this article, I learned a lot about yoke and now I think I am the most successful student in our school.)
Merhaba, bu siteyi keşfetmek benim için gerçekten büyük bir sürpriz oldu. Kendimi burada kaybetmiş gibi hissediyorum ve buradan ayrılmak istemiyorum. (Hello, discovering this site was a big surprise for me. I feel like I am lost here and I don’t want to leave.)