Yield İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Yield İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Yield

Yield, verim veya kazanç anlamına gelir. Bir yatırım aracının yıllık getirisi ya da bir tarım ürününün hasat edilen miktarı olarak da kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The investment yielded a 7% return last year. (Yatırım geçen yıl %7 getiri sağladı.)
  2. The new crop is expected to yield a higher harvest. (Yeni üründen daha yüksek bir hasat bekleniyor.)
  3. The experiment yielded promising results. (Deney umut verici sonuçlar verdi.)
  4. The tree yields a lot of fruit every year. (Ağaç her yıl çok meyve verir.)
  5. The project yielded a significant increase in revenue. (Proje önemli bir gelir artışı sağladı.)
  6. The study yielded unexpected findings. (Çalışma beklenmedik bulgular elde etti.)
  7. The stock yielded a steady income over time. (Hisse senedi zamanla düzenli bir gelir sağladı.)
  8. The research yielded valuable insights into the topic. (Araştırma konu hakkında değerli görüşler sağladı.)
  9. The mine yields a large amount of gold every year. (Maden her yıl büyük miktarda altın üretir.)
  10. The investment strategy yielded great results for the company. (Yatırım stratejisi şirket için harika sonuçlar verdi.)
  11. The field yielded a bountiful harvest. (Tarla bereketli bir hasat verdi.)
  12. The company’s efforts to reduce costs yielded positive results. (Şirketin maliyetleri azaltma çabaları olumlu sonuçlar verdi.)
  13. The new marketing campaign yielded a significant increase in sales. (Yeni pazarlama kampanyası satışlarda önemli bir artış sağladı.)
  14. The bond yields a fixed rate of interest. (Tahvil sabit bir faiz oranı sağlar.)
  15. The experiment yielded inconclusive results. (Deney kesin sonuçlar vermedi.)
  16. The land yields good crops every year. (Toprak her yıl iyi ürünler verir.)
  17. The stock market investment yielded high returns for the investor. (Hisse senedi piyasası yatırımı yatırımcıya yüksek getiriler sağladı.)
  18. The study yielded data that supported the hypothesis. (Çalışma hipotezi destekleyen veriler elde etti.)
  19. The investment yielded a loss for the company. (Yatırım şirket için zararlı çıktı.)
  20. The government’s new policies yielded positive results for the economy. (Hükümetin yeni politikaları ekonomi için olumlu sonuçlar verdi.)

Yield

Yield kelimesi farklı bağlamlarda kullanılabildiği için örnek cümlelerdeki kullanımları da farklılık göstermektedir. Aşağıdaki örnek cümleler de farklı bağlamlarda kullanılan örneklerden oluşmaktadır:

  1. The yield sign indicates that you need to slow down and be prepared to stop. (Yield işareti, yavaşlamak ve durmaya hazırlıklı olmanız gerektiğini gösterir.)
    (Yield burada “duraklama/yavaşlama” anlamında kullanılmıştır.)

  2. The driver yielded to the pedestrian at the crosswalk. (Sürücü yaya geçidinde yaya için durdu.)
    (Yield burada “durmak ve yol vermek” anlamında kullanılmıştır.)

  3. The baker yielded the dough to make bread. (Fırıncı ekmek yapmak için hamuru hazırladı.)
    (Yield burada “hazırlamak” anlamında kullanılmıştır.)

  4. The athlete had to yield the race due to an injury. (Sporcu sakatlığı nedeniyle yarıştan çekilmek zorunda kaldı.)
    (Yield burada “vazgeçmek veya geri çekilmek” anlamında kullanılmıştır.)

  5. The negotiation yielded a favorable agreement for both parties. (Müzakere taraflar için uygun bir anlaşma sağladı.)
    (Yield burada “getirmek, üretmek” anlamında kullanılmıştır.)

  6. The government asked the citizens to yield their firearms. (Hükümet vatandaşlardan silahlarını teslim etmelerini istedi.)
    (Yield burada “teslim etmek, vermek” anlamında kullanılmıştır.)

  7. The investor decided to yield his position in the company. (Yatırımcı şirketteki pozisyonundan vazgeçmeye karar verdi.)
    (Yield burada “vazgeçmek” anlamında kullanılmıştır.)

  8. The storm caused the trees to yield and fall. (Fırtına ağaçların devrilmesine neden oldu.)
    (Yield burada “yüksek rüzgar veya kuvvetli etki ile devirmek” anlamında kullanılmıştır.)

  9. The students yielded to the teacher’s instructions. (Öğrenciler öğretmenin talimatlarına uydular.)
    (Yield burada “uymak” anlamında kullanılmıştır.)

  10. The company’s investment in renewable energy yielded positive environmental impacts. (Şirketin yenilenebilir enerjiye yatırımı olumlu çevresel etkiler sağladı.)
    (Yield burada “getirmek, sağlamak” anlamında kullanılmıştır.)

Yield kelimesinin kullanıldığı bağlama göre anlamı değişebilir, bu nedenle cümle içindeki diğer kelime ve ifadeler ile birlikte anlamı tam olarak anlaşılmalıdır.

1 yorum

  1. Yield, investments or assets such as bonds or stocks, refers to the return or income generated by them over a specific period of time.

    Öğretmenimiz yatırım yapmanın önemini vurgularken, “Investing in the stock market can yield significant returns if done wisely,” dedi.

    Geçtiğimiz yıl tarlada yaptığımız çalışmalar bize bol miktarda mahsul yield etti.

    Bu yazı gerçekten harika! Okuduktan sonra yatırım yapmak hakkında çok şey öğrendim. Benim gibi başarılı ve zeki öğrencilerin okuması kesinlikle gerekiyor.

    Bu yazıda, “Investing in real estate can yield great profits in the long run,” ve “A diversified portfolio can yield stable returns in volatile markets,” gibi çok faydalı örnekler var.

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.