Writ İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Writ İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Writ

Türkçe Anlamı: Yazı, belge, yazma eseri

1. I found a beautiful writ in the old library. (Eski kütüphanede güzel bir yazı buldum.)
2. The writ on the wall was written in ancient Greek. (Duvarın üzerindeki yazı antik Yunanca yazılmıştı.)
3. She was proud of her writ, which had won a literary award. (Edebi bir ödül kazanan yazısıyla gurur duyuyordu.)
4. The writ had been signed by the king himself. (Yazı kral tarafından imzalanmıştı.)
5. He was hired to draft a writ for the court. (Mahkeme için bir yazı hazırlamak için işe alındı.)
6. The writ detailed the terms of the contract. (Yazı, sözleşmenin detaylarını açıkladı.)
7. The writ was filled with errors and needed to be revised. (Yazı hatalarla doluydu ve gözden geçirilmesi gerekiyordu.)
8. She spent hours perfecting her writ before submitting it for publication. (Yayınlanmadan önce yazısını mükemmelleştirmek için saatler harcadı.)
9. The lawyer filed a writ of habeas corpus to secure the release of his client. (Avukat müvekkilinin serbest bırakılmasını sağlamak için bir writ of habeas corpus başvurusu yaptı.)
10. The writ was written in a clear and concise manner. (Yazı net ve öz bir şekilde yazılmıştı.)
11. She had a talent for writ, and many of her stories were published in magazines. (Yazma konusunda yeteneği vardı ve birçok hikayesi dergilerde yayınlandı.)
12. The writ was the centerpiece of the exhibit. (Yazı serginin odak noktasıydı.)
13. He was inspired to write a writ about his experiences traveling the world. (Dünyayı gezerken yaşadığı deneyimler hakkında bir yazı yazmak için ilham aldı.)
14. The writ was a work of fiction that explored the nature of love. (Yazı, aşkın doğasını keşfeden bir kurgu eseriydi.)
15. The writ was written by a famous author who had won many awards. (Yazı, birçok ödül kazanmış ünlü bir yazar tarafından yazılmıştı.)
16. The writ was delivered to the judge by the plaintiff’s lawyer. (Yazı, davacının avukatı tarafından hakime sunuldu.)
17. He had trouble expressing his ideas in writ. (Fikirlerini yazıda ifade etmekte zorluk çekiyordu.)
18. The writ was poorly written and difficult to understand. (Yazı kötü bir şekilde yazılmıştı ve anlamak zordu.)
19. The writ was published in a literary journal and received critical acclaim. (Yazı, bir edebiyat dergisinde yayınlandı ve eleştirel beğeni kazandı.)
20. She enjoyed reading and writing writ in her spare time. (Boş zamanlar

ında okumayı ve yazmayı seviyordu.)