Wraith İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wraith İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wraith Nedir?

Wraith, hayalet veya hayalet benzeri bir varlığı ifade eden İngilizce bir kelime olarak kullanılır. Genellikle karanlıkta görülen, ürkütücü bir varlık olarak tasvir edilir.

Örnek cümleler:

1. I saw a wraith in the cemetery last night. (Dün gece mezarlıkta bir hayalet gördüm.)
2. The wraith appeared out of nowhere and scared me. (Hayalet aniden belirdi ve beni korkuttu.)
3. The old castle is said to be haunted by wraiths. (Eski kalede hayaletlerin dolaştığı söylenir.)
4. She had a dream about a wraith chasing her. (Bir hayaletin onu kovaladığı bir rüya gördü.)
5. The wraith’s eyes glowed in the darkness. (Hayaletin gözleri karanlıkta parladı.)
6. The villagers believed that the wraith was responsible for the disappearances. (Köylüler, kaybolmaların sorumlusunun hayalet olduğuna inanıyordu.)
7. The wraith vanished into thin air as soon as I turned on the lights. (Işıkları açar açmaz hayalet havada yok oldu.)
8. The wraith’s presence could be felt but not seen. (Hayaletin varlığı hissedilebilir ama görülemez.)
9. The wraith floated silently above the old oak tree. (Hayalet sessizce eski meşe ağacının üzerinde süzüldü.)
10. He was convinced that the wraith was a sign of impending doom. (Hayaletin yaklaşan bir felaketin işareti olduğuna inanıyordu.)
11. The wraith let out a bloodcurdling scream that echoed through the hall. (Hayalet, salonda yankılanan kan donduran bir çığlık attı.)
12. The wraith’s cold, clammy hand touched my shoulder. (Hayaletin soğuk, nemli eli omzuma dokundu.)
13. The wraith seemed to be searching for something in the abandoned mansion. (Hayalet terk edilmiş malikanede bir şey arıyormuş gibi görünüyordu.)
14. The wraith’s ethereal form floated through the closed door. (Hayaletin eterik formu kapalı kapıdan süzüldü.)
15. I could feel the wraith’s malevolent presence behind me. (Hayaletin kötü niyetli varlığını arkamda hissedebiliyordum.)
16. The wraith appeared to be trying to communicate with me through telepathy. (Hayalet, telepati yoluyla benimle iletişim kurmaya çalışıyormuş gibi göründü.)
17. The wraith’s face was twisted into a grotesque mask of rage. (Hayaletin yüzü öfkenin iğrenç bir maskesine dönüşmüştü.)
18. The wraith’s spectral form hovered over the abandoned churchyard. (Hayaletin spektral formu terk edilmiş mezarlık üzerinde süzüldü.)
19. The w

raith whispered in a language I couldn’t understand. (Hayalet anlamadığım bir dilde fısıldadı.)
20. The wraith left behind an icy chill wherever it went. (Hayalet gittiği her yerde buz gibi bir ürperti bıraktı.)

Türkçe karşılıklar:

1. Dün gece mezarlıkta bir hayalet gördüm.
2. Hayalet aniden belirdi ve beni korkuttu.
3. Eski kalede hayaletlerin dolaştığı söylenir.
4. Bir hayaletin onu kovaladığı bir rüya gördü.
5. Hayaletin gözleri karanlıkta parladı.
6. Köylüler, kaybolmaların sorumlusunun hayalet olduğuna inanıyordu.
7. Işıkları açar açmaz hayalet havada yok oldu.
8. Hayaletin varlığı hissedilebilir ama görülemez.
9. Hayalet sessizce eski meşe ağacının üzerinde süzüldü.
10. Hayaletin yaklaşan bir felaketin işareti olduğuna inanıyordu.
11. Hayalet, salonda yankılanan kan donduran bir çığlık attı.
12. Hayaletin soğuk, nemli eli omzuma dokundu.
13. Hayalet terk edilmiş malikanede bir şey arıyormuş gibi görünüyordu.
14. Hayaletin eterik formu kapalı kapıdan süzüldü.
15. Hayaletin kötü niyetli varlığını arkamda hissedebiliyordum.
16. Hayalet, telepati yoluyla benimle iletişim kurmaya çalışıyormuş gibi göründü.
17. Hayaletin yüzü öfkenin iğrenç bir maskesine dönüşmüştü.
18. Hayaletin spektral formu terk edilmiş mezarlık üzerinde süzüldü.
19. Hayalet anlamadığım bir dilde fısıldadı.
20. Hayalet gittiği her yerde buz gibi bir ürperti bıraktı.