Woozy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Woozy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Woozy Nedir?

Woozy, baş dönmesi veya sersemlik hissi ile ilişkili bir kelimedir. Bir kişi woozy hissediyorsa, çevresindeki nesnelerin döndüğü veya hareket ettiği gibi hissedebilir. Bu his, fiziksel bir neden veya anksiyete, stres gibi duygusal bir faktör nedeniyle ortaya çıkabilir.

Örnek Cümleler:

1. I felt a little woozy after riding the roller coaster. (Roller coaster’dan sonra biraz sersemledim.)
2. The heat made me feel woozy and I had to sit down. (Sıcaklık beni sersemletti ve oturmak zorunda kaldım.)
3. She gets woozy every time she sees blood. (Kan gördüğünde her zaman sersemleyip bayılır.)
4. After a long night of drinking, he woke up feeling woozy and nauseous. (Uzun bir gece içtikten sonra, sersemlemiş ve mide bulantısı hissetti.)
5. The medication made her feel woozy and lightheaded. (İlaç onu sersemletti ve başı döndü.)
6. The spinning ride at the amusement park made me feel woozy. (Eğlence parkındaki dönen oyuncak beni sersemletti.)
7. She felt woozy from the altitude change while hiking up the mountain. (Dağa tırmanırken yükseklik değişiminden dolayı sersemledi.)
8. The strong perfume made her feel woozy and she had to step outside for fresh air. (Güçlü parfüm onu sersemletti ve dışarıya çıkıp temiz hava almaya karar verdi.)
9. I get woozy when I haven’t eaten all day. (Tüm gün yemek yemediğim zaman sersemleme hissederim.)
10. The sound of the jackhammer made me feel woozy and disoriented. (Kırıcı makinenin sesi beni sersemletti ve şaşırmış hissettim.)
11. She felt woozy and faint after seeing her ex-boyfriend with someone else. (Eski erkek arkadaşını başkasıyla görünce sersemledi ve baygın hissetti.)
12. The flu caused him to feel woozy and weak. (Grip onu sersemletti ve zayıf hissettirdi.)
13. I felt woozy and off-balance after spinning around too many times. (Çok fazla dönüp durduktan sonra sersemledim ve dengesiz hissettim.)
14. The bumpy car ride made her feel woozy and sick. (Düzensiz araba yolculuğu onu sersemletti ve hasta hissettirdi.)
15. He had a concussion and felt woozy for several days afterwards. (Beyin sarsıntısı geçirdi ve birkaç gün boyunca sersemledi.)
16. The medication side effects included feeling woozy and drowsy. (İlaç yan etkileri arasında sersemleme ve uykulu hissetme yer aldı.)
17. The strong smell of cleaning chemicals made her feel

woozy and she had to leave the room. (Temizlik kimyasallarının güçlü kokusu onu sersemletti ve odadan çıkmak zorunda kaldı.)
18. The motion sickness made her feel woozy and she had to lie down. (Hareket hastalığı onu sersemletti ve yatmak zorunda kaldı.)

19. The intense workout made him feel woozy and light-headed. (Yoğun antrenman onu sersemletti ve başı döndü.)
20. She felt woozy and disoriented after a long flight across time zones. (Zaman dilimlerinin değiştiği uzun bir uçuştan sonra sersemledi ve şaşırmış hissetti.)

(Hangi cümlelerin Türkçe olduğunu anlamak için yazı renkleri farklıdır.)