Wicked İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wicked İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wicked

Wicked, Türkçe karşılığı kötü veya aşağılık olan bir sıfattır. İngilizce cümlelerde sıkça kullanılmaktadır. İşte bazı örnek cümleler:

1. She has a wicked sense of humor. (O, kötü bir mizah anlayışına sahip.)
2. The storm brought wicked winds and rain. (Fırtına kötü rüzgarlar ve yağmur getirdi.)
3. He’s a wicked good basketball player. (O, harika bir basketbol oyuncusu.)
4. She was wearing a wicked cool outfit. (O, harika bir kıyafet giymişti.)
5. The wicked witch cast a spell on the prince. (Kötü cadı prense büyü yaptı.)
6. That roller coaster was wicked fast. (O roller coaster çok hızlıydı.)
7. He did a wicked job on that painting. (O, o resimde harika bir iş çıkardı.)
8. The wicked stepmother treated Cinderella poorly. (Kötü üvey anne Cinderella’ya kötü davrandı.)
9. The wicked man stole the old woman’s purse. (Kötü adam yaşlı kadının çantasını çaldı.)
10. The wicked storm caused a lot of damage to the town. (Kötü fırtına şehre çok fazla zarar verdi.)
11. She gave him a wicked smile. (O, ona kötü bir gülümseme verdi.)
12. The wicked smell coming from the dumpster was unbearable. (Çöp konteynerinden gelen kötü koku dayanılmazdı.)
13. He had a wicked headache after drinking too much. (Çok içtikten sonra onun kötü bir baş ağrısı vardı.)
14. The wicked stepbrother was jealous of Cinderella’s beauty. (Kötü üvey erkek kardeş, Cinderella’nın güzelliğinden kıskançtı.)
15. The wicked queen wanted to be the fairest of them all. (Kötü kraliçe hepsinin en güzeli olmak istedi.)
16. The wicked dog growled at the mailman. (Kötü köpek postacıya havladı.)
17. He had a wicked scar on his face from the accident. (Kazadan dolayı yüzünde kötü bir yara izi vardı.)
18. The wicked temptress tried to seduce the innocent man. (Kötü baştan çıkarıcı masum adamı baştan çıkarmaya çalıştı.)
19. The wicked cold made it hard to breathe. (Kötü soğuk nefes almayı zorlaştırdı.)
20. She put a wicked spin on the ball and it went in the hole. (Topa kötü bir dönüş verdi ve deliğe gitti.)

21. The wicked stepfather forbade Cinderella from attending the ball. (Kötü üvey baba, Cinderella’nın baloya katılmasını yasakladı.)
22. The wicked politician was caught in a scandal. (Kötü siyasetçi skandala karıştı.)
23. The wicked thunderstorm scared the children. (Kötü gök gürültülü fırtına çocukları korkuttu.)
24. She had a wicked aim and hit the target every time. (O, kötü bir hedefe sahipti ve her seferinde hedefi vurdu.)
25. The wicked stepson tried to steal Cinderella’s glass slipper. (Kötü üvey oğlan, Cinderella’nın cam terliğini çalmaya çalıştı.)
26. The wicked teacher gave the students too much homework. (Kötü öğretmen öğrencilere çok fazla ödev verdi.)
27. The wicked smile on his face made her nervous. (Yüzündeki kötü gülümseme onu sinirli yaptı.)
28. The wicked dragon terrorized the village. (Kötü ejderha köyü terörize etti.)
29. He made a wicked comeback in the game and won. (Oyunun içinde harika bir dönüş yaptı ve kazandı.)
30. The wicked stepfamily made Cinderella do all the chores. (Kötü üvey aile, Cinderella’ya bütün işleri yaptırdı.)

Gördüğünüz gibi, “wicked” kelimesi birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Bu örnek cümleler, kelimenin ne anlama geldiğini anlamanıza yardımcı olabilir ve İngilizce dil becerilerinizi geliştirebilir.