Wholeness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wholeness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wholeness

Wholeness, bütünlük, tamamıyla sağlamlık ve eksiksizlik anlamına gelir. Bu kelime, bir şeyin tüm parçalarının bir arada bulunması, bir arada çalışması ve uyum içinde olması anlamını taşır.

Örnek cümleler:

1. Wholeness is essential for a healthy mind and body. (Sağlıklı bir zihin ve beden için bütünlük önemlidir.)
2. Achieving a sense of wholeness requires acceptance of oneself. (Kendini kabul etmek, bir hissin bütünlük elde etmek için gereklidir.)
3. Yoga helps promote a sense of wholeness in the body and mind. (Yoga, beden ve zihinde bir bütünlük hissi oluşturmaya yardımcı olur.)
4. The company aims to achieve wholeness in its business operations. (Şirket, işletme faaliyetlerinde bütünlük sağlamayı hedeflemektedir.)
5. Only by recognizing our interconnectedness can we achieve wholeness as a society. (Toplum olarak, bütünlük elde etmek için birbirimize bağlılığımızı tanıyarak yapabiliriz.)
6. The therapist helped the patient work towards a sense of wholeness . (Terapist, hastanın bir bütünlük hissine doğru çalışmasına yardımcı oldu.)
7. The painting captures the wholeness of nature’s beauty. (Resim, doğanın güzelliğinin bütünlüğünü yakalar.)
8. A good night’s sleep is necessary for the wholeness of the body. (Vücudun bütünlüğü için iyi bir gece uykusu gereklidir.)
9. The symphony achieved a sense of wholeness in its composition. (Senfoni, beste yapısında bir bütünlük hissi elde etti.)
10. The community came together to celebrate the wholeness of their town. (Topluluk, kasabalarının bütünlüğünü kutlamak için bir araya geldi.)
11. The therapist emphasized the importance of wholeness in the healing process. (Terapist, iyileşme sürecinde bütünlük öneminin altını çizdi.)
12. The architect designed the building with wholeness in mind. (Mimar, binayı bütünlük gözetilerek tasarladı.)
13. The novel explores the wholeness of human experience. (Roman, insan deneyiminin

bütünlüğünü keşfeder.)

14. Meditation can help achieve a sense of wholeness and inner peace. (Meditasyon, bir bütünlük hissi ve iç huzur elde etmeye yardımcı olabilir.)
15. The athlete focuses on the wholeness of their body in order to perform at their best. (Sporcu, en iyi performansı için vücudunun bütünlüğüne odaklanır.)
16. The therapist encouraged the patient to find wholeness within themselves. (Terapist, hastanın kendi içinde bir bütünlük bulmasını teşvik etti.)
17. The artist creates with the goal of capturing the wholeness of their vision. (Sanatçı, vizyonunun bütünlüğünü yakalamak amacıyla eserler oluşturur.)
18. The community garden serves as a symbol of the wholeness of the neighborhood. (Topluluk bahçesi, mahallenin bütünlüğünün bir sembolü olarak hizmet verir.)
19. A balanced diet is essential for the wholeness of the body. (Dengeli bir beslenme, vücudun bütünlüğü için gereklidir.)
20. The concept of wholeness is central to many spiritual and philosophical beliefs. (Birçok ruhsal ve felsefi inançta, bütünlük kavramı merkezi bir öneme sahiptir.)