Wherewithal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Wherewithal Nedir?
Wherewithal, bir şeyi yapmak veya satın almak için gereken araç, imkan, para veya kaynak anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- I don’t have the wherewithal to buy a new car right now. (Şu anda yeni bir araba satın almak için gerekli kaynaklara sahip değilim.)
- The company has the wherewithal to invest in new technology. (Şirket, yeni teknolojiye yatırım yapmak için gerekli kaynaklara sahip.)
- She lacked the wherewithal to start her own business. (Kendi işini kurmak için gerekli araçlara sahip değildi.)
- We need the wherewithal to complete this project on time. (Bu projeyi zamanında tamamlamak için gereken araçlara ihtiyacımız var.)
- They had the wherewithal to purchase a large house in the suburbs. (Onların banliyöde büyük bir ev satın almak için gerekli kaynakları vardı.)
- Without the wherewithal to pay for college, he had to drop out. (Kolej masraflarını karşılamak için gerekli araçlara sahip olmadığı için okulu bırakmak zorunda kaldı.)
- The city doesn’t have the wherewithal to fix all of its aging infrastructure. (Şehir, yaşlanan altyapısını tamir etmek için gerekli kaynaklara sahip değil.)
- He has the wherewithal to start his own business, but he’s afraid of taking the risk. (Kendi işini kurmak için gerekli araçlara sahip, ama risk almak konusunda korkuyor.)
- The nonprofit organization is seeking the wherewithal to fund its latest initiative. (Kâr amacı gütmeyen organizasyon, en son girişimini finanse etmek için gerekli kaynakları arıyor.)
- They lacked the wherewithal to launch a successful advertising campaign. (Başarılı bir reklam kampanyası başlatmak için gerekli araçlara sahip değillerdi.)
- She had the wherewithal to hire a personal trainer and get in shape. (Kişisel antrenör tutmak ve formda kalmak için gerekli araçlara sahipti.)
- The government is investing in the wherewithal to improve the country’s infrastructure. (Hükümet, ülkenin altyapısını iyileştirmek için gerekli araçlara yatırım yapıyor.)
- They don’t have the wherewithal to purchase a new home in this expensive real estate market. (Bu pahalı gayrimenkul piyasasında yeni bir ev satın almak için gerekli araçlara sahip değiller.)
- The school district is struggling to find the wherewithal to provide students with updated technology. (Okul bölgesi, öğrencilere güncel teknoloji sağlamak için gerekli araçları bulmakta zorlanıyor.)
- The company needs the wher
- The entrepreneur used her wherewithal to start a successful business from scratch. (Girişimci, sıfırdan başarılı bir iş kurmak için gerekli araçları kullandı.)
- Without the wherewithal to pay for medical bills, many families go bankrupt. (Tıbbi faturaları ödemek için gerekli araçlara sahip olmayan birçok aile iflas ediyor.)
- The organization lacks the wherewithal to provide aid to all of the refugees in need. (Organizasyon, ihtiyacı olan tüm mültecilere yardım etmek için gerekli araçlara sahip değil.)
- She had the wherewithal to take a gap year and travel the world before starting college. (Üniversiteye başlamadan önce bir yıl ara verip dünya turuna çıkmak için gerekli araçlara sahipti.)
- The CEO’s wherewithal allowed the company to expand into international markets. (CEO’nun kaynakları, şirketin uluslararası pazarlara açılmasına izin verdi.)
(Türkçe karşılıklar koyulmuştur)
Hemen Yorum Yaz