Wherewithal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wherewithal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wherewithal Nedir?


Wherewithal, bir şeyi yapmak veya satın almak için gereken araç, imkan, para veya kaynak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. I don’t have the wherewithal to buy a new car right now. (Şu anda yeni bir araba satın almak için gerekli kaynaklara sahip değilim.)
  2. The company has the wherewithal to invest in new technology. (Şirket, yeni teknolojiye yatırım yapmak için gerekli kaynaklara sahip.)
  3. She lacked the wherewithal to start her own business. (Kendi işini kurmak için gerekli araçlara sahip değildi.)
  4. We need the wherewithal to complete this project on time. (Bu projeyi zamanında tamamlamak için gereken araçlara ihtiyacımız var.)
  5. They had the wherewithal to purchase a large house in the suburbs. (Onların banliyöde büyük bir ev satın almak için gerekli kaynakları vardı.)
  6. Without the wherewithal to pay for college, he had to drop out. (Kolej masraflarını karşılamak için gerekli araçlara sahip olmadığı için okulu bırakmak zorunda kaldı.)
  7. The city doesn’t have the wherewithal to fix all of its aging infrastructure. (Şehir, yaşlanan altyapısını tamir etmek için gerekli kaynaklara sahip değil.)
  8. He has the wherewithal to start his own business, but he’s afraid of taking the risk. (Kendi işini kurmak için gerekli araçlara sahip, ama risk almak konusunda korkuyor.)
  9. The nonprofit organization is seeking the wherewithal to fund its latest initiative. (Kâr amacı gütmeyen organizasyon, en son girişimini finanse etmek için gerekli kaynakları arıyor.)
  10. They lacked the wherewithal to launch a successful advertising campaign. (Başarılı bir reklam kampanyası başlatmak için gerekli araçlara sahip değillerdi.)
  11. She had the wherewithal to hire a personal trainer and get in shape. (Kişisel antrenör tutmak ve formda kalmak için gerekli araçlara sahipti.)
  12. The government is investing in the wherewithal to improve the country’s infrastructure. (Hükümet, ülkenin altyapısını iyileştirmek için gerekli araçlara yatırım yapıyor.)
  13. They don’t have the wherewithal to purchase a new home in this expensive real estate market. (Bu pahalı gayrimenkul piyasasında yeni bir ev satın almak için gerekli araçlara sahip değiller.)
  14. The school district is struggling to find the wherewithal to provide students with updated technology. (Okul bölgesi, öğrencilere güncel teknoloji sağlamak için gerekli araçları bulmakta zorlanıyor.)
  15. The company needs the wher
  1. The entrepreneur used her wherewithal to start a successful business from scratch. (Girişimci, sıfırdan başarılı bir iş kurmak için gerekli araçları kullandı.)
  2. Without the wherewithal to pay for medical bills, many families go bankrupt. (Tıbbi faturaları ödemek için gerekli araçlara sahip olmayan birçok aile iflas ediyor.)
  3. The organization lacks the wherewithal to provide aid to all of the refugees in need. (Organizasyon, ihtiyacı olan tüm mültecilere yardım etmek için gerekli araçlara sahip değil.)
  4. She had the wherewithal to take a gap year and travel the world before starting college. (Üniversiteye başlamadan önce bir yıl ara verip dünya turuna çıkmak için gerekli araçlara sahipti.)
  5. The CEO’s wherewithal allowed the company to expand into international markets. (CEO’nun kaynakları, şirketin uluslararası pazarlara açılmasına izin verdi.)

(Türkçe karşılıklar koyulmuştur)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.