Whereabouts İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Whereabouts İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Whereabouts Nedir?

Whereabouts, birinin konumu veya yerinin nerede olduğunu ifade etmek için kullanılan bir kelime veya ifadedir.

Örnek Cümleler:

1. I don’t know his whereabouts, he didn’t tell me where he was going. (Onun nerede olduğunu bilmiyorum, bana nereye gittiğini söylemedi.)
2. The police are trying to determine the whereabouts of the suspect. (Polis, şüphelinin nerede olduğunu belirlemeye çalışıyor.)
3. She always keeps her whereabouts secret. (O her zaman nerede olduğunu gizli tutar.)
4. His whereabouts are unknown since he disappeared three weeks ago. (Üç hafta önce kaybolduğundan beri nerede olduğu bilinmiyor.)
5. The whereabouts of the missing girl are still unknown. (Kayıp kızın nerede olduğu hala bilinmiyor.)
6. I need to know your whereabouts so I can meet you later. (Senin nerede olduğunu bilmem lazım, sonra seninle buluşabilirim.)
7. He revealed his whereabouts to his closest friends. (En yakın arkadaşlarına nerede olduğunu açıkladı.)
8. Her whereabouts were traced to a small town in the countryside. (Nerede olduğu kırsal bir küçük kasabaya kadar izlendi.)
9. The police are asking for anyone with information about the suspect’s whereabouts to come forward. (Polis, şüphelinin nerede olduğu hakkında bilgisi olanların ortaya çıkmasını istiyor.)
10. The government is keeping the whereabouts of the president a secret for security reasons. (Hükümet, güvenlik nedenleriyle başkanın nerede olduğunu gizli tutuyor.)
11. I can’t find my phone, do you know its whereabouts? (Telefonumu bulamıyorum, nerede olduğunu biliyor musun?)
12. The whereabouts of the treasure is still a mystery. (Hazine’nin nerede olduğu hala bir sır.)
13. He checked the whereabouts of his flight before leaving the house. (Evinde ayrılmadan önce uçuşunun nerede olduğunu kontrol etti.)
14. The kidnappers demanded a ransom but didn’t disclose the whereabouts of the victim. (Kaçıranlar fidye istedi ama kurbanın nerede olduğunu açıklamadılar.)
15. The police tracked down the whereabouts of the stolen car. (Polis, çalınan aracın nerede olduğunu izledi.)
16. The company requires employees to report their whereabouts during business trips. (Şirket, iş gezileri sırasında çalışanların nerede olduklarını bildirmelerini istiyor.)
17. I finally discovered the whereabouts of my missing book. (Kayıp kitabımın nerede olduğunu sonunda keşfettim.)
18. She checked the whereabouts of her children every hour while they were at the amusement park. (Eğlence parkındayken, çocuklarının nerede olduklarını her saat kontrol etti.)
19. The whereabouts of the escaped prisoner is still unknown. (Kaçan mahkumun nerede olduğu hala bilinmiyor.)

20. He didn’t want anyone to know his whereabouts, so he went off the grid for a while. (Nerede olduğunu kimseye söylemek istemediği için bir süreliğine kaybolmuş gibi yaptı.)

Bu örnek cümlelerde whereabouts kelimesinin farklı kullanımlarını görebilirsiniz. Konum veya yer hakkında bilgi vermek için sıklıkla kullanılan bu kelime, nesne veya kişinin yerini ifade etmek için de kullanılabilir.