Wash İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Wash
Wash kelimesi “yıkamak” anlamına gelir ve genellikle giysi, yüz, el, saç ve araba gibi nesnelerin temizlenmesi için kullanılır.
Örnek cümleler:
- I need to wash my hands before eating. (Yemekten önce ellerimi yıkamam lazım.)
- She always washes her face before going to bed. (O, her zaman yatmadan önce yüzünü yıkar.)
- Can you wash this shirt for me, please? (Bu gömleği benim için yıkayabilir misin, lütfen?)
- The car needs to be washed. (Araba yıkanması gerekiyor.)
- He washed the dishes after dinner. (Akşam yemeğinden sonra tabakları yıkadı.)
- I washed the clothes and hung them out to dry. (Kıyafetleri yıkadım ve kurutmak için asıldılar.)
- She washed her hair twice a week. (O, haftada iki kez saçını yıkar.)
- The rain washed away all the dirt on the streets. (Yağmur, sokaklardaki tüm kirleri yıkadı.)
- I always wash my fruits and vegetables before eating them. (Meyve ve sebzelerimi yemeden önce her zaman yıkarım.)
- They washed the windows and made them sparkle. (Pencereleri yıkadılar ve parlatıldılar.)
- The waves washed up shells on the beach. (Dalgalar, plajda kabukları yıkadı.)
- He washed the car with a sponge and soapy water. (O, arabayı sünger ve sabunlu suyla yıkadı.)
- She washed the baby’s clothes in a gentle detergent. (O, bebeğin kıyafetlerini nazik bir deterjanla yıkadı.)
- I usually wash my car on Saturdays. (Genellikle arabamı Cumartesi günleri yıkarım.)
- The storm washed out the road and made it difficult to drive. (Fırtına, yolu yıkadı ve sürmeyi zorlaştırdı.)
- He washed his hands thoroughly before performing the surgery. (O, ameliyatı yapmadan önce ellerini iyice yıkadı.)
- She washed the makeup off her face before going to bed. (O, yatmadan önce yüzündeki makyajı temizledi.)
- They washed the dog in the bathtub. (Köpeği küvette yıkadılar.)
- I always wash my gym clothes after a workout. (Her zaman spor yapma sonrası kıyafetlerimi yıkarım.)
- The dishwasher can wash dishes automatically. (Bulaşık makinesi, bulaşıkları otomatik olarak yıkayabilir.)
- The rain washed away the chalk drawings on the sidewalk. (Yağmur, kaldırım üzerindeki tebeşir çizimlerini yıkadı.)
- He washed the paintbrushes with soap and water. (O, fırçaları sabun ve suyla yıkadı.)
- She washed the carpet with a carpet cleaner. (O, halıyı halı temizleyiciyle yıkadı.)
- The river washed away the bridge during the flood. (Nehir, sel sırasında köprüyü yıkadı.)
- I need to wash my face and brush my teeth before leaving the house. (Evin dışına çıkmadan önce yüzümü yıkamam ve dişlerimi fırçalamam gerekiyor.)
- She washed the curtains in the washing machine. (O, perdeleri çamaşır makinesinde yıkadı.)
- The wind and rain washed away the sandcastle on the beach. (Rüzgar ve yağmur, plajdaki kumdan kaleyi yıkadı.)
- He washed his hands with warm water and soap to kill germs. (Mikropları öldürmek için sıcak su ve sabunla ellerini yıkadı.)
- She washed the pots and pans after cooking a big meal. (Büyük bir yemek pişirdikten sonra tencere ve tavaları yıkadı.)
- The hotel offers a laundry service where they wash and fold your clothes for you. (Otel, sizin için kıyafetlerinizi yıkayıp katlar hizmeti sunar.)
Hemen Yorum Yaz