Wardrobe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Wardrobe Nedir?
Wardrobe, giysilerinizi saklamak ve organize etmek için kullanılan mobilya parçasıdır.
Örnek Cümleler:
- I need to organize my wardrobe before my trip. (Seyahatimden önce gardrobumu düzenlemem gerekiyor.)
- My wardrobe is overflowing with clothes. (Gardrobum kıyafetlerle taşıyor.)
- I bought a new wardrobe for my bedroom. (Yatak odam için yeni bir gardrop satın aldım.)
- She has a huge wardrobe filled with designer clothes. (O, tasarımcı kıyafetleriyle dolu devasa bir gardroba sahip.)
- My favorite sweater is lost in my messy wardrobe. (Favori kazak, dağınık gardrobumda kayboldu.)
- I want to add more shelves to my wardrobe. (Gardrobuma daha fazla raf eklemek istiyorum.)
- He has a separate wardrobe for his suits. (O, takımları için ayrı bir gardrop kullanıyor.)
- I found a hole in the back of my wardrobe. (Gardrobumun arkasında bir delik buldum.)
- My wardrobe is full of summer clothes, I need to buy more winter clothes. (Gardrobom yaz kıyafetleriyle dolu, daha fazla kışlık kıyafet almalıyım.)
- My sister and I share the same wardrobe. (Kız kardeşim ve ben aynı gardrobu paylaşıyoruz.)
- The wardrobe in my hotel room is spacious. (Otel odamda bulunan gardrop geniş.)
- I need to declutter my wardrobe and donate some clothes. (Gardrobumu azaltmam ve bazı kıyafetleri bağışlamam gerekiyor.)
- My wardrobe is built-in, so it doesn’t take up too much space in my room. (Gardrobun, yerleşik olduğundan odamda çok fazla yer kaplamıyor.)
- She likes to keep her wardrobe color-coordinated. (O, gardrobunu renklerine göre koordine etmeyi seviyor.)
- The wardrobe door is stuck and won’t open. (Gardrop kapısı sıkıştı ve açılmıyor.)
- I found a moth in my wardrobe and had to throw away some clothes. (Gardrobumda bir güve buldum ve bazı kıyafetleri atmak zorunda kaldım.)
- I keep my shoes in a separate compartment in my wardrobe. (Ayakkabılarımı gardrop içinde ayrı bir bölmede saklıyorum.)
- The wardrobe has a full-length mirror on the door. (Gardrop kapısında tam boy ayna var.)
- My wardrobe is in dire need of organization. (Gardrobun düzenlenmesi acil olarak gerekiyor.)
- The antique wardrobe in the living room is a family heirloom. (Salondaki antika gardrop, aile mirasıdır.)
Wardrobe İle İlgili Cümleler (Devam)
- She bought a wardrobe with sliding doors to save space in her small apartment. (Küçük apartman dairesinde yerden tasarruf etmek için kayar kapılı bir gardrop satın aldı.)
- I always forget what I have in my wardrobe, so I made a list of my clothes. (Gardrobumdaki şeyleri her zaman unuturum, bu yüzden kıyafetlerimi bir liste yaptım.)
- The wardrobe is made of solid wood and has a beautiful finish. (Gardrop sağlam ahşaptan yapılmış ve güzel bir yüzeyi var.)
- I have a separate wardrobe for my workout clothes. (Spor yaparken giydiğim kıyafetler için ayrı bir gardrobum var.)
- My sister has a walk-in wardrobe, and it’s the envy of all her friends. (Kız kardeşimin yürüyerek içine girdiği bir gardrobusu var ve tüm arkadaşlarının kıskançlığına neden oluyor.)
- I found a vintage dress in my grandmother’s wardrobe. (Büyükannemin gardrobunda vintage bir elbise buldum.)
- The wardrobe has adjustable shelves, which makes it easy to customize. (Gardropta ayarlanabilir raflar var, bu da özelleştirmeyi kolaylaştırıyor.)
- He keeps his expensive suits in a special wardrobe with a lock. (Pahalı takımlarını kilitleyebildiği özel bir gardropta saklıyor.)
- I use my wardrobe as a decorative piece by adding plants and artwork. (Bitki ve sanat eserleri ekleyerek gardrobumu dekoratif bir parça olarak kullanıyorum.)
- The wardrobe is in the corner of the room and doesn’t take up too much space. (Gardrop odanın köşesinde ve çok fazla yer kaplamıyor.)
Hemen Yorum Yaz