War-Monger İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
War-Monger
War-Monger, savaş çıkarmaya istekli olan kişiyi veya devleti ifade eden bir kelimedir. Bu kişi veya devlet, barış yerine savaşa yönelir ve genellikle savaşın sonuçlarına çok az önem verir.
- The country’s leader was accused of being a war-monger and putting his people in harm’s way. (Ülkenin lideri, savaş çıkaran biri olarak suçlandı ve halkını tehlikeye attığı iddia edildi.)
- The war-monger politician was advocating for military action in the region. (Savaş çıkaran siyasetçi, bölgede askeri eylemlerin savunucusuydu.)
- The war-monger rhetoric of the government was causing concern among the citizens. (Hükümetin savaş çıkaran söylemleri, vatandaşlar arasında endişe yaratıyordu.)
- The war-monger policies of the country were affecting the economy negatively. (Ülkenin savaş çıkaran politikaları, ekonomiyi olumsuz etkiliyordu.)
- The war-monger general was eager to start a conflict with the neighboring country. (Savaş çıkaran general, komşu ülkeyle çatışma başlatmaya hevesliydi.)
- The war-monger rhetoric of the president was criticized by the opposition. (Başkanın savaş çıkaran söylemleri, muhalefet tarafından eleştirildi.)
- The war-monger tendencies of the regime were causing tension in the region. (Rejimin savaş çıkaran eğilimleri, bölgede gerilime neden oluyordu.)
- The war-monger propaganda of the government was influencing the public opinion. (Hükümetin savaş çıkaran propaganda faaliyetleri, kamuoyunu etkiliyordu.)
- The war-monger leader of the country was opposed by the international community. (Ülkenin savaş çıkaran lideri, uluslararası toplum tarafından karşı çıkıldı.)
- The war-monger policies of the government were leading to a humanitarian crisis. (Hükümetin savaş çıkaran politikaları, insani krize yol açıyordu.)
- The war-monger stance of the country was undermining its relations with its neighbors. (Ülkenin savaş çıkaran tavrı, komşularıyla olan ilişkilerini zayıflatıyordu.)
- The war-monger mentality of the military leaders was causing unrest among the soldiers. (Askeri liderlerin savaş çıkaran zihniyeti, askerler arasında huzursuzluğa neden oluyordu.)
- The war-monger policies of the government were leading to an arms race in the region. (Hükümetin savaş çıkaran politikaları, bölgede silahlanma yarışına yol açıyordu.)
- The war-monger rhetoric of the politician was criticized by the media. (Politikacının savaş
çıkaran söylemleri, medya tarafından eleştirildi.)
15. The war-monger actions of the government were in violation of international law. (Hükümetin savaş çıkaran eylemleri, uluslararası hukuka aykırıydı.)
- The war-monger leader of the country was denounced by the opposition parties. (Ülkenin savaş çıkaran lideri, muhalefet partileri tarafından kınandı.)
- The war-monger policies of the government were causing a brain drain in the country. (Hükümetin savaş çıkaran politikaları, ülkede beyin göçüne neden oluyordu.)
- The war-monger rhetoric of the president was causing division among the citizens. (Başkanın savaş çıkaran söylemleri, vatandaşlar arasında ayrılık yaratıyordu.)
- The war-monger leader of the country was criticized by the human rights organizations. (Ülkenin savaş çıkaran lideri, insan hakları örgütleri tarafından eleştirildi.)
- The war-monger policies of the government were leading to a decline in the country’s soft power. (Hükümetin savaş çıkaran politikaları, ülkenin yumuşak gücünde bir düşüşe neden oluyordu.)
Hemen Yorum Yaz