Wallow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wallow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wallow kelimesinin anlamı:

Wallow, genellikle su, çamur veya toprakta yuvarlanarak keyif alma veya rahatlama anlamına gelen bir fiildir.

Örnek cümleler:

1. The pig loves to wallow in the mud. (Domuz, çamurda yuvarlanmayı çok sever.)
2. After the hike, we found a clear stream where we could wallow. (Yürüyüşten sonra, yuvarlanabileceğimiz berrak bir dere bulduk.)
3. The elephant wallowed in the river to cool off. (Fil, serinlemek için nehre yuvarlandı.)
4. She wallowed in self-pity after the breakup. (Ayrılıktan sonra kendine acıma duygusuna kapıldı.)
5. The athlete wallowed in defeat after losing the championship. (Sampiyonayı kaybettikten sonra sporcu, yenilgi hissiyle çaresizce oturdu.)
6. The cat wallowed on the warm windowsill. (Kedi, sıcak pencere kenarında yuvarlandı.)
7. The child was wallowing in a sea of toys. (Çocuk, oyuncak denizi içinde yuvarlanıyordu.)
8. He wallowed in nostalgia as he flipped through old photo albums. (Eski fotoğraf albümlerini karıştırırken nostaljiye kapıldı.)
9. She wallowed in guilt after telling a lie. (Yalan söyledikten sonra suçluluk duygusuyla boğuştu.)
10. The hippopotamus wallowed in the river while we watched from the bank. (Su aygırı, nehirde yuvarlanırken biz de kıyıdan izledik.)
11. The dog wallowed in the grass, enjoying the warmth of the sun. (Köpek, güneşin sıcaklığının tadını çıkararak çimlerde yuvarlandı.)
12. The children wallowed in the snow, making snow angels. (Çocuklar, kar melekleri yaparak karın içinde yuvarlandılar.)
13. She wallowed in the luxury of the five-star hotel. (Beş yıldızlı otelin lüksünde kendini kaybetti.)
14. The bear wallowed in the honey pot, enjoying the sweet treat. (Ayı, tatlı ikramın tadını çıkararak bal kovasında yuvarlandı.)
15. He wallowed in despair after losing his job. (İşini kaybettikten sonra umutsuzluğa kapıldı.)
16. The horse wallowed in the river to cool down after a long ride. (Uzun bir yolculuktan sonra at, serinlemek için nehre yuvarlandı.)
17. The child wallowed in the ball pit at the playground. (Çocuk, oyun alanındaki top havuzunda yuvarlandı.)
18. The piglet wallowed in the hay, playing with its siblings. (Domuz yavrusu, kardeşleriyle oynayarak samanın içinde yuvarlandı.)
19. The snake wallowed in the sand, trying to hide from the sun. (Yılan, gü

neşten kaçmak için kumun içinde yuvarlandı.)
20. The whale wallowed in the ocean, enjoying the freedom of the open sea. (Balina, açık deniz özgürlüğünün tadını çıkararak okyanusta yuvarlandı.)

Türkçe karşılıklar:

  1. Domuz, çamurda yuvarlanmayı çok sever.
  2. Yürüyüşten sonra, yuvarlanabileceğimiz berrak bir dere bulduk.
  3. Fil, serinlemek için nehre yuvarlandı.
  4. Ayrılıktan sonra kendine acıma duygusuna kapıldı.
  5. Şampiyonayı kaybettikten sonra sporcu, yenilgi hissiyle çaresizce oturdu.
  6. Kedi, sıcak pencere kenarında yuvarlandı.
  7. Çocuk, oyuncak denizi içinde yuvarlanıyordu.
  8. Eski fotoğraf albümlerini karıştırırken nostaljiye kapıldı.
  9. Yalan söyledikten sonra suçluluk duygusuyla boğuştu.
  10. Su aygırı, nehirde yuvarlanırken biz de kıyıdan izledik.
  11. Köpek, güneşin sıcaklığının tadını çıkararak çimlerde yuvarlandı.
  12. Çocuklar, kar melekleri yaparak karın içinde yuvarlandılar.
  13. Beş yıldızlı otelin lüksünde kendini kaybetti.
  14. Ayı, tatlı ikramın tadını çıkararak bal kovasında yuvarlandı.
  15. İşini kaybettikten sonra umutsuzluğa kapıldı.
  16. Uzun bir yolculuktan sonra at, serinlemek için nehre yuvarlandı.
  17. Çocuk, oyun alanındaki top havuzunda yuvarlandı.
  18. Domuz yavrusu, kardeşleriyle oynayarak samanın içinde yuvarlandı.
  19. Yılan, güneşten kaçmak için kumun içinde yuvarlandı.
  20. Balina, açık deniz özgürlüğünün tadını çıkararak okyanusta yuvarlandı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.