Wail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wail İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Wail

Wail kelimesi Türkçede “yalvarmak, ağlamak, feryat etmek” gibi anlamlara gelir.

  1. She let out a loud wail when she heard the news. (Haberleri duyduğunda yüksek sesle feryat etti.)
  2. The baby’s wail could be heard throughout the house. (Bebek feryadı evin her yerinden duyulabiliyordu.)
  3. The mourners’ wails filled the air as they laid the coffin in the ground. (Cenazede tabutu toprağa koyarken yaslıların feryatları havayı doldurdu.)
  4. The sound of the sirens wailed in the distance. (Sirenlerin sesi uzaktan yankılandı.)
  5. The wounded soldier wailed in pain. (Yaralı asker acı içinde feryat etti.)
  6. The toddler wailed when his mother left the room. (Küçük çocuk annesi odadan çıkınca ağlamaya başladı.)
  7. The woman’s wail could be heard from the street. (Kadının feryadı sokaktan duyulabiliyordu.)
  8. The dog let out a mournful wail when his owner passed away. (Köpek sahibinin öldüğünü duyunca hüzünlü bir şekilde uludu.)
  9. The singer’s wail filled the concert hall. (Şarkıcının feryadı konser salonunu doldurdu.)
  10. The old man wailed when he realized he had lost his wallet. (Yaşlı adam cüzdanını kaybettiğini fark edince feryat etti.)
  11. The wind wailed through the trees on the dark and stormy night. (Rüzgar karanlık ve fırtınalı gecede ağaçların arasından geçerek üzüntülü bir ses çıkardı.)
  12. The child wailed for hours after losing her favorite toy. (Çocuk en sevdiği oyuncak kaybettikten sonra saatlerce ağladı.)
  13. The woman wailed with joy when she found out she was pregnant. (Kadın hamile olduğunu öğrenince sevinçle ağladı.)
  14. The cat wailed outside the door until someone let her in. (Kedi kapının dışında miyavlayarak içeriye girene kadar bekledi.)
  15. The sirens wailed as the ambulance rushed by. (Ambulans geçerken sirenler üzüntülü bir şekilde çaldı.)
  16. The injured player wailed in agony as he was carried off the field. (Yaralı oyuncu sahadan taşınırken acı içinde feryat etti.)
  17. The woman wailed when she saw the damage to her car after the accident. (Kadın kaza sonrası arabasının hasarını görünce feryat etti.)
  18. The child’s wail woke up the whole neighborhood. (Çocuğun ağlaması tüm mahalleyi uyandırdı.)
  19. The bird’s wail echoed through the empty forest. (Kuşun feryadı boş ormanda yankılandı.)
    20
  1. The prisoner wailed in protest as he was dragged away by the guards. (Mahkum gardiyanlar tarafından sürüklenirken protesto ederek feryat etti.)

Asıl anlamı “yalvarmak, ağlamak, feryat etmek” olan wail kelimesi, genellikle üzüntü, acı, kayıp ya da korku gibi duyguları ifade etmek için kullanılır. Özellikle insanların duygusal tepkilerini anlatırken ya da doğal afetlerin etkilerini anlatırken kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.