Visibly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Visibly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Visibly

Visibly kelimesi, “açıkça, belirgin şekilde” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She was visibly upset when she heard the news. (O, haberleri duyunca açıkça üzgündü.)
  2. The damage to the car was visibly noticeable. (Arabadaki hasar açıkça fark edilebilirdi.)
  3. He was visibly relieved when he heard the good news. (İyi haberleri duyunca açıkça rahatladı.)
  4. The improvements to the house were visibly apparent. (Evin iyileştirmeleri açıkça görülebilirdi.)
  5. She was visibly nervous before her big speech. (Büyük konuşması öncesinde açıkça sinirliydi.)
  6. The effects of the medication were visibly evident after a few days. (İlaçların etkileri birkaç gün sonra açıkça belli oldu.)
  7. The scars on his face were visibly noticeable. (Yüzündeki yaralar açıkça fark edilebilirdi.)
  8. The tension in the room was visibly palpable. (Odadaki gerilim açıkça hissedilebilirdi.)
  9. She was visibly tired after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra açıkça yorgundu.)
  10. The colors of the sunset were visibly stunning. (Güneşin batışındaki renkler açıkça harikaydı.)
  11. The temperature drop was visibly apparent on the thermometer. (Sıcaklık düşüşü termometrede açıkça belli oldu.)
  12. The smile on her face was visibly infectious. (Yüzündeki gülümseme açıkça bulaşıcıydı.)
  13. The joy on the children’s faces was visibly apparent. (Çocukların yüzlerindeki sevinç açıkça belli oldu.)
  14. The fear in his eyes was visibly apparent. (Gözlerindeki korku açıkça belli oldu.)
  15. The changes to the website were visibly noticeable. (Websitesindeki değişiklikler açıkça fark edilebilirdi.)
  16. The tension between the two countries was visibly high. (İki ülke arasındaki gerilim açıkça yüksekti.)
  17. The beauty of the artwork was visibly stunning. (Sanat eserinin güzelliği açıkça harikaydı.)
  18. The disappointment on her face was visibly apparent. (Yüzündeki hayal kırıklığı açıkça belli oldu.)
  19. The excitement in the air was visibly palpable. (Havada hissedilebilir bir heyecan açıkça vardı.)
  20. The joy in her voice was visibly apparent. (Sesindeki neşe açıkça belli oldu.)
  1. The tension in the room was visibly relieved when the conflict was resolved. (Çatışma çözüldüğünde oda içindeki gerilim açıkça rahatladı.)
  2. The improvements to the park were visibly appreciated by the community. (Parktaki iyileştirmeler toplum tarafından açıkça takdir edildi.)
  3. The frustration on his face was visibly apparent as he struggled with the difficult task. (Zorlu görevle mücadele ederken yüzündeki hayal kırıklığı açıkça belli oldu.)
  4. The happiness on her face was visibly evident as she hugged her loved ones. (Sevdikleriyle kucaklaştığında yüzündeki mutluluk açıkça belli oldu.)
  5. The damage to the building was visibly extensive after the earthquake. (Depremden sonra binadaki hasar açıkça genişti.)
  6. The gratitude in her voice was visibly apparent as she thanked her supporters. (Destekçilerine teşekkür ettiğinde, sesindeki minnettarlık açıkça belli oldu.)
  7. The exhaustion on his face was visibly evident after a long day of work. (Uzun bir iş gününden sonra yüzündeki yorgunluk açıkça belli oldu.)
  8. The disappointment in the team’s performance was visibly apparent after they lost the game. (Maçı kaybettikten sonra takımın performansındaki hayal kırıklığı açıkça belli oldu.)
  9. The relief on his face was visibly apparent when he found his lost keys. (Kayıp anahtarlarını bulduğunda yüzündeki rahatlama açıkça belli oldu.)
  10. The fear in the dog’s eyes was visibly palpable during the thunderstorm. (Fırtına sırasında köpeğin gözlerindeki korku açıkça hissedilebilirdi.)

Bu örnek cümlelerde “visibly” kelimesi, bir duygu, durum, nesne veya olayın açıkça, belirgin şekilde görülebilir veya hissedilebilir olduğunu ifade etmek için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.