Viable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Viable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Viable Nedir?

Viable, “uygun”, “geçerli”, “hayatta kalabilir” gibi anlamlara gelen bir İngilizce kelime.

Örnek Cümleler:

1. The idea of starting a new business sounds viable. (Yeni bir işletme kurma fikri uygun görünüyor.)
2. The company is considering various viable options. (Şirket çeşitli geçerli seçenekleri düşünüyor.)
3. Without proper funding, the project is not viable. (Uygun finansman olmadan, proje hayatta kalamaz.)
4. She came up with a viable solution to the problem. (Soruna uygun bir çözüm buldu.)
5. The research showed that the treatment is viable for cancer patients. (Araştırma kanser hastaları için tedavinin uygun olduğunu gösterdi.)
6. The product has to meet certain criteria to be considered viable. (Ürün, uygun kabul edilebilmek için belirli kriterleri karşılamalıdır.)
7. The plan was not viable due to lack of resources. (Kaynak eksikliği nedeniyle plan uygun değildi.)
8. We need to find a viable solution to the environmental problem. (Çevresel probleme uygun bir çözüm bulmalıyız.)
9. The company is looking for viable alternatives to fossil fuels. (Şirket fosil yakıtlara uygun alternatifler arıyor.)
10. The project was not deemed viable by the investors. (Yatırımcılar tarafından proje uygun görülmedi.)
11. The new technology has made renewable energy sources more viable. (Yenilenebilir enerji kaynaklarını daha uygun hale getiren yeni teknoloji geliştirildi.)
12. The proposal is viable, but it needs some modifications. (Teklif uygun, ancak bazı değişikliklere ihtiyaç duyuyor.)
13. The team is working hard to make the project viable. (Takım, projeyi uygun hale getirmek için yoğun çaba harcıyor.)
14. The idea may seem crazy, but it’s actually viable. (Fikir çılgın gibi görünebilir, ancak aslında uygun.)
15. The company has to make some tough decisions to stay viable. (Şirketin hayatta kalmak için bazı zor kararlar alması gerekiyor.)
16. The government is investing in viable infrastructure projects. (Hükümet, uygun altyapı projelerine yatırım yapıyor.)
17. The company needs to find a viable market for the new product. (Şirket, yeni ürün için uygun bir pazar bulmalıdır.)
18. The research team is looking for viable solutions to the energy crisis. (Araştırma ekibi, enerji krizine uygun çözümler arıyor.)
19. The project is not viable without the support of the local community. (Yerel toplumun desteği olmadan proje uygun değildir.)
20. The company is confident that its new strategy is viable. (Şirket, yeni stratejisinin uygun olduğuna güveniyor

Türkçe Karşılıkları:

1. The idea of starting a new business sounds viable. (Yeni bir işletme kurma fikri uygun görünüyor.)
2. The company is considering various viable options. (Şirket çeşitli geçerli seçenekleri düşünüyor.)
3. Without proper funding, the project is not viable. (Uygun finansman olmadan, proje hayatta kalamaz.)
4. She came up with a viable solution to the problem. (Soruna uygun bir çözüm buldu.)
5. The research showed that the treatment is viable for cancer patients. (Araştırma kanser hastaları için tedavinin uygun olduğunu gösterdi.)
6. The product has to meet certain criteria to be considered viable. (Ürün, uygun kabul edilebilmek için belirli kriterleri karşılamalıdır.)
7. The plan was not viable due to lack of resources. (Kaynak eksikliği nedeniyle plan uygun değildi.)
8. We need to find a viable solution to the environmental problem. (Çevresel probleme uygun bir çözüm bulmalıyız.)
9. The company is looking for viable alternatives to fossil fuels. (Şirket fosil yakıtlara uygun alternatifler arıyor.)
10. The project was not deemed viable by the investors. (Yatırımcılar tarafından proje uygun görülmedi.)
11. The new technology has made renewable energy sources more viable. (Yenilenebilir enerji kaynaklarını daha uygun hale getiren yeni teknoloji geliştirildi.)
12. The proposal is viable, but it needs some modifications. (Teklif uygun, ancak bazı değişikliklere ihtiyaç duyuyor.)
13. The team is working hard to make the project viable. (Takım, projeyi uygun hale getirmek için yoğun çaba harcıyor.)
14. The idea may seem crazy, but it’s actually viable. (Fikir çılgın gibi görünebilir, ancak aslında uygun.)
15. The company has to make some tough decisions to stay viable. (Şirketin hayatta kalmak için bazı zor kararlar alması gerekiyor.)
16. The government is investing in viable infrastructure projects. (Hükümet, uygun altyapı projelerine yatırım yapıyor.)
17. The company needs to find a viable market for the new product. (Şirket, yeni ürün için uygun bir pazar bulmalıdır.)
18. The research team is looking for viable solutions to the energy crisis. (Araştırma ekibi, enerji krizine uygun çözümler arıyor.)
19. The project is not viable without the support of the local community. (Yerel toplumun desteği olmadan proje uygun değildir.)
20. The company is confident that its new strategy is viable. (Şirket, yeni stratejisinin uygun olduğuna güveniyor.)